
İstanbul'da gerçekleştirilen oldukça kapsamlı bir operasyon, adeta bir kabus gibi çöktü organize suç dünyasının üzerine. Gözlerini para bürümüş bir grubun, yabancı uyruklu kişilere tam 50 bin dolar karşılığında Türk vatandaşlığı sattığı iddiası... İnanması güç ama gerçek.
Savcılığın yoğun mesaisi sonucu hazırlanan iddianame, suç örgütünün nasıl bir yöntem izlediğini gözler önüne seriyor. Öyle ki, bu işi neredeyse bir şirket gibi yürütmüşler. Müşteri bulma, evrak hazırlama, resmi kurumlara başvuru - her şey planlı programlıydı.
Operasyonun Perde Arkası
Emniyet güçleri aylar süren teknik ve fiziki takip sonucunda örgütün tüm hücrelerini tek tek tespit etmeyi başardı. Ve o an geldiğinde... Sabahın erken saatlerinde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Kapılar birer birer kırıldı, şüpheliler gözaltına alındı.
İşte en can alıcı nokta: Tutuklanan 49 kişi arasında sadece örgüt üyeleri yoktu. İçlerinde -inanmakta zorlanacaksınız- resmi kurumlarda çalışan ve bu yasa dışı işlere göz yuman memurlar da bulunuyordu. Sistemin içinden insanlar...
Nasıl Çalışıyorlardı?
- Öncelikle "potansiyel müşteriler" belirleniyor, genellikle vatandaşlık almakta zorlanacak profildeki yabancılar hedef seçiliyordu
- Sahte evraklar hazırlanıyor, mülakatlar için önceden cevaplar veriliyordu
- Örgütün içerideki adamları sayesinde dosyalar hızlıca işleme alınıyordu
- İşlem tamamlandıktan sonra 50 bin dolar nakit ödeme talep ediliyordu
Aslında bu olay, sadece bir suç örgütünün çökertilmesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Vatandaşlık gibi kutsal bir statünün nasıl metalaştırılabildiğini, güvenlik sistemimizdeki açıkları acı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Şu an soruşturma derinleştiriliyor. Savcılık, örgütün uluslararası bağlantılarını da araştırıyor. Acaba kaç kişi bu yolla vatandaşlık aldı? Ve asıl önemlisi, bu kişilerin profilleri ne kadar güvenli? Sorular uzayıp gidiyor...
Operasyonun başarısı, emniyet teşkilatımızın organize suçlarla mücadeledeki kararlılığını bir kez daha gösterdi. Ancak şunu da unutmamak lazım: Bu tür yapılanmalar her zaman yeni yöntemler geliştirebiliyor. Dolayısıyla tetikte olmak şart.