
Telefonunuz çalıyor ve karşınızda kendisini savcı ya da polis olarak tanıtan biri var. İnanın, bu hiç de hoş bir deneyim değil. Özellikle de sizi çocuğunuzun başına bir iş geldiğine inandırmaya çalışıyorsa.
İzmir ve İstanbul'da düzenlenen son operasyon, tam da bu korkunç senaryonun arkasındaki isimleri ortaya çıkardı. İnanılması güç ama 7 kişi, tamamen masum vatandaşları hedef alan organize bir dolandırıcılık çetesinin parçasıymış.
Nasıl mı çalışıyorlar?
Yöntem aslında basit ama bir o kadar da etkili. Önce sizi arıyorlar. Telefondaki ses, son derece profesyonel ve resmi bir tonda. Kendini savcı veya polis olarak tanıtıyor. Ardından, çocuğunuzun bir kazaya karıştığını ya da gözaltına alındığını söylüyor.
Panik yapmanızı bekliyorlar. Ve genellikle de başarıyorlar. Çünkü hangi ebeveyn çocuğunun başına bir şey geldiğini duyunca soğukkanlılığını koruyabilir ki?
İşte tam bu panik anında, "çocuğunuzu kurtarmak için" fidye talep ediyorlar. Miktarlar değişken ama genelde binlerce lirayı buluyor. Ve maalesef bazı durumlarda, bu tuzağa düşenler oluyor.
Operasyonun Perde Arkası
İzmir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aylar süren teknik ve fiziki takibin ardından harekete geçti. İstanbul'da ikamet eden 7 şüpheli için eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda, suçun işlenmesinde kullanılan çok sayıda cep telefonu, SIM kart ve dijital materyal ele geçirildi. Elde edilen deliller, organize bir şekilde çalıştıklarını açıkça gösteriyordu.
Olayın en ilginç yanı? Hepsinin teknik bilgisinin oldukça yüksek olması. Numara spoofing'inden sahte kimlik oluşturmaya kadar birçok yöntemi kullanarak kendilerini resmi makamlar gibi göstermeyi başarmışlar.
Peki Ya Mağdurlar?
Operasyon kapsamında, dolandırıcıların hedef aldığı 20'ye yakın mağdurun da ifadeleri alındı. Hepsinin ortak noktası: yoğun bir korku ve panik anında para transfer etmeye razı olmaları.
Kimisi neredeyse tüm birikimini kaybetmek üzereyken son anda şüphelenip bankayı arayarak işlemi durdurmuş. Kimisi ise ne yazık ki parayı göndermiş ve bir daha da geri alamamış.
Emniyet yetkilileri, bu tür durumlarda yapılacak ilk şeyin sakin olmak ve resmi kurumları doğrudan aramak olduğunu vurguluyor. Hiçbir resmi kurumun telefon üzerinden para talep etmeyeceğini özellikle belirtiyorlar.
Şüpheliler, organize suç örgütü üyesi olmak ve dolandırıcılık yapmak suçlarından adliyeye sevk edildi. Soruşturma derinlemesine devam ediyor çünkü mağdur sayısının artabileceği düşünülüyor.
Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki: telefon dolandırıcılığı sadece basit bir suç değil, insanların en hassas noktalarını hedef alan psikolojik bir saldırı. Ve ne yazık ki, her geçen gün daha da sofistike hale geliyor.