Adli Tıp Raporu Şoke Etti: Ayşe Barış Hapishanede Yaşayamaz!
Ayşe Barış İçin Adli Tıp'tan Şok Rapor: Cezaevine Uygun Değil!

Olay yaratan bir gelişme yaşandı bugün. Adli Tıp Kurumu, hakkında tartışmaların odağındaki isim Ayşe Barış'la ilgili öyle bir rapor hazırladı ki, herkesi şaşkına çevirdi. Rapor diyor ki, bu kadın kesinlikle cezaevinde yaşayamaz. Hem de hiç.

Düşünsenize - kronik rahatsızlıklar öyle bir noktaya gelmiş ki, hapishane koşulları bu hasta için adeta bir ölüm tuzağına dönüşebilir. Doktorların ifadesiyle, "cezaevi ortamına dayanması mümkün değil" deniyor resmi belgede. Bu kadar net.

Sağlık Durumu Kritik Seviyede

Peki neymiş bu rahatsızlıklar? İşte orası da insanın yüreğini sızlatıyor. Öyle birkaç küçük sağlık sorunu değil bahsedilen. Vücudun neredeyse tamamını etkisi altına almış durumda. Kalp yetmezliğinden tutun, solunum problemlerine kadar uzanan ciddi bir liste var karşımızda.

Şöyle söyleyeyim: Normal hayatta bile zorlanan bir bünye, hapishane koşullarında nasıl ayakta kalsın? Bu sorunun cevabını sanırım kimse veremez.

Mahkeme Ne Karar Verecek?

Asıl merak edilen şu an - yargıçlar bu raporu nasıl değerlendirecek? Çünkü ortada bilimsel bir gerçek var ve bu gerçek diyor ki: "Bu kişi için cezaevi hayatı, hayatına mal olabilir."

Biliyorsunuz infaz erteleme konusu hep hassas bir mesele olmuştur. Kimi zaman tartışmalara yol açar, kimi zaman ise insani boyutu öne çıkar. Bu sefer durum biraz daha farklı gibi. Çünkü elinizde tıbben kanıtlanmış, resmi bir belge var ve bu belge açıkça uyarıyor.

Doktorların raporunda öyle ifadeler var ki, insan okurken ürperiyor. "Yaşamsal risk" diye bahsediyorlar. Bu kadar net, bu kadar acımasız bir gerçek.

Sonuç Ne Olacak?

Şimdi herkesin gözü mahkeme salonunda. Acaba hakimler bu tıbbi gerçeği ne kadar dikkate alacak? Yoksa "kanun katidir" deyip raporu görmezden mi gelecekler? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde alacağız.

Bir yanda hukukun katı kuralları, diğer yanda bir insanın hayatı. İkisini dengelemek gerçekten zor bir iş. Ama şu kesin ki, Adli Tıp'ın bu raporu, davayı tamamen farklı bir boyuta taşıdı.

Son düşünce: Bazen kanunların soğuk yüzüyle insani gerçekler çatışıyor. İşte tam da böyle bir durumdayız şu an. Ve sanırım herkesin aklında aynı soru var: Doğru olan ne?