Ankara'da hukuk doğanın yanında yer aldı. Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi için verilen bu karar, aslında hepimizin sesi oldu diyebilirim. Mahkeme, tam da beklenildiği gibi, bölgenin ekolojik dengesini hiçe sayan imar planlarını rafa kaldırdı.
Olay şu: Gölbaşı'ndaki sulak alanlar -ki bunlar sadece Ankara'nın değil, tüm bölgenin akciğerleri sayılır- imara açılmak isteniyordu. İnsan doğası gereği merak ediyor, acaba bu kadar değerli bir ekosistem neden yapılaşmaya kurban edilmek isteniyor diye.
Tarihi Duruşma ve Sonuç
Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava, aslında küçük bir çevre mücadelesinden çok daha fazlasını temsil ediyordu. Yargıçlar oybirliğiyle -evet, hepsi aynı fikirdeydi- planların iptaline karar verdi.
Kararın gerekçesi son derece net: "Bölgenin ekolojik karakteri ve sulak alan statüsü dikkate alınmamış." Yani, doğanın hakkını doğaya vermekten başka bir şey değil bu.
Çevreciler Ne Diyor?
Çevre örgütleri ve bölge sakinleri -ki onlar bu mücadelenin asıl kahramanları- kararı büyük bir sevinçle karşıladı. "Artık Gölbaşı rahat bir nefes alacak" diyorlar. Haklılar da. Çünkü bu karar sadece bugünü değil, yarınları da koruyor.
Düşünsenize, çocuklarımızın torunları da aynı kuş seslerini duyabilecek, aynı temiz havayı soluyabilecek. İşte bu kararın asıl değeri burada yatıyor bence.
Peki Şimdi Ne Olacak?
Mahkemenin bu tarihi kararından sonra, tüm planlar yeniden masaya yatırılacak. Yeni yapılacak çalışmalarda -umarım bu sefer- doğanın sesi daha gür çıkacak.
Bu arada, bu kararın benzer bölgeler için de emsal teşkil edeceğini düşünüyorum. Türkiye'nin dört bir yanında doğası için mücadele edenler için umut oldu diyebiliriz.
Sonuç olarak, Ankara'da verilen bu karar sadece hukuki bir zafer değil, aynı zamanda doğa ile insan arasındaki dengenin de zaferi. Umarım bu tür kararlar çoğalır da, ülkemizin doğal güzellikleri korunmaya devam eder.
