Günlerdir sosyal medyanın karanlık dehlizlerinde dolaşan o iddialar... BTK'nin sistemlerinin hacklendiği ve milyonlarca vatandaşın kişisel verisinin çalındığına dair asparagas haberler. Peki ya gerçek? İşte BTK'den beklenen yanıt nihayet geldi.
Ortalığı ayağa kaldıran iddialara ilişkin Bilgi Teknolojileri Kurumu'ndan yapılan açıklama adeta bomba etkisi yarattı. Kurum, tüm bu söylentileri "asılsız, mesnetsiz ve tamamen kurgudan ibaret" olarak nitelendirirken, bu tür yanlış bilgileri yayma cüretini gösterenler hakkında artık hukuki süreç başlatıldığını duyurdu.
Peki Neler Oldu?
Her şey, birkaç gün önce sosyal medya platformlarında aniden beliren ve hızla yayılan bir dizi iddiayla başladı. Kimi hesaplar, BTK'ye ait olduğunu iddia ettikleri veri paketlerini paylaşıyor, kimi ise kurumun siber güvenlik duvarlarının aşıldığını öne sürüyordu. İşin ilginç yanı? İddiaları destekleyecek en ufak bir somut kanıt bile yoktu ortada.
BTK yetkilileri, konuya ilişkin yaptıkları teknik incelemelerin ardından çok net bir sonuca vardı: "Söz konusu iddialar, gerçeği yansıtmamaktadır. Kurumumuzun sistemlerinde herhangi bir veri ihlali yaşanmamıştır." Peki ya sonra? Harekete geçmekte gecikmediler.
Hukuki Süreç Başlatıldı
Kurum, toplumda panik havası yaratmaya çalışan ve kamu düzenini bozma potansiyeli taşıyan bu dijital provokasyon karşısında savunmada kalmadı. İddiaları ısrarla yayan şahıs ve hesaplar hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Bu adım, siber zeminin sorumsuzca kirletilmesine göz yumulmayacağının net bir göstergesi.
BTK'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Kurumumuz, her türlü siber tehdide karşı son derece güçlü ve güncel önlemlerle korunmaktadır. Vatandaşlarımızı, doğruluğunu teyit etmedikleri bilgilere itibar etmemeleri konusunda uyarıyoruz." Yani, bir kez daha anlıyoruz ki internette okuduğumuz her şeye inanmamak gerekiyor.
Bu olay, dijital çağın en büyük tehlikelerinden birini, dezenformasyonu bir kez daha gözler önüne serdi. BTK'den yapılan bu açıklama, sadece bir yanlışın düzeltilmesi değil, aynı zamanda bu tür sanal manipülasyonlara karşı da bir uyarı niteliği taşıyor.
