İstanbul'un Bakırköy ilçesinde, adeta bir kabus gibi başlayan bir gün... Öyle bir olay ki, vicdanları sızlatıyor, ebeveynlerin yüreğine ateş düşürüyor. Özel bir eğitim kurumunda meydana gelenler, güvenlik kameralarına takılıvermiş bir anda.
Dört yaşında bir çocuk –daha hayatın ne olduğunu bile idrak edememiş– öğretmeni tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılıyor. Görüntülerde, yetişkin bir insanın minik bir bedene uyguladığı hoyratça davranışlar net bir şekilde görülüyor. İtilmeler, çekiştirmeler... Ve o masum yüzdeki şaşkınlık ifadesi.
Olay Nasıl Ortaya Çıktı?
Olayın duyulması, ailenin durumu fark etmesiyle oldu aslında. Çocuğun davranışlarındaki değişiklik, suskunluğu ve okula gitmek istememesi üzerine harekete geçen aile, kurum yönetiminden kamera kayıtlarını talep etti. Ve orada, gözlerine inanamadılar.
Kayıtlarda, öğretmenin sınıf içinde çocuğa defalarca fiziksel müdahalede bulunduğu açıkça belli oluyordu. Bu görüntüler üzerine aile derhal savcılığa başvurdu. Savcılık, kayıtları inceleyip suç unsuru görünce de soruşturma başlattı.
Şüpheli Öğretmen Gözaltında
Olayla ilgili olarak, adı öne çıkan öğretmen gözaltına alındı. İfadesi alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Peki ya sonrası? MEB, olaya el attığını ve idari soruşturma başlattığını duyurdu. Okul yönetimi ise –beklendiği gibi– “olayın istisnai olduğunu” ve personelin görevden uzaklaştırıldığını ifade etti.
Ama mesele sadece bir personelin uzaklaştırılmasıyla çözülecek gibi değil. Bu, sistemsel bir zaaf aslında. Özel okullardaki denetim mekanizmalarının yetersizliği, personel alım süreçlerindeki eksiklikler... Hepsi yeniden masaya yatırılmalı.
Ebeveynlerde Büyük Endişe
Olayın sosyal medyaya yansımasıyla birlikte, özellikle küçük çocukları okula gönderen ailelerde ciddi bir endişe dalgası oluştu. “Acaba bizim çocuğumuz da benzer bir durum yaşıyor olabilir mi?” sorusu, onlarca ebeveynin zihnini kurcalamaya başladı.
Uzman pedagoglar ise bu tür durumlarda çocukla açık iletişim kurmanın, onun davranışlarını gözlemlemenin ve okuldaki rutinleri sık sık sorgulamanın önemine dikkat çekiyor. “Çocuğunuz anlatamıyorsa, belki de bedeni anlatıyordur,” diyorlar.
Veliler, artık kameralı eğitim sistemlerinin zorunlu hale getirilmesini talep ediyor. Ama asıl olan, eğitimin özüne yeniden dönmek: güven, sevgi ve saygı.
