Bakırköy'de dün akşam saatlerinde yaşananlar, adeta bir gerilim filminden fırlamış sahneleri andırıyordu. Genç bir kadın, eski ilişkisini kabullenememiş olacak ki, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını kanıtlar nitelikteydi.
Olay, saatler ilerledikçe daha da tansiyonlu bir hal aldı. Apartman sakinleri, koridorda yankılanan seslerle irkildi. Kimse ne olduğunu anlamaya fırsat bulamadan, olaylar hızla gelişti.
"Kapıma Gelirse Benden Büyük Zarar Görür!"
Genç kadın, eski sevgilisinin kapısını adeta yerinden sökecekmişcesine yumrukluyordu. "Aç şu kapıyı!" çığlıkları, binanın tüm katlarında duyuluyordu. Komşular, kapılarını aralayıp olup biteni izlemeye başladılar. Kimi cep telefonuyla kayda alıyor, kimi ise ne yapacağını şaşırmış halde bakakalıyordu.
İşte o anlar, güvenlik kameralarına da yansımıştı. Görüntülerde, kadının öfke dolu ifadeleri ve tehditkâr tavırları net bir şekilde görülüyor. "Beni bu şekilde kenara atabileceğini mi sandın?" diye haykırışı, apartmanın duvarlarında yankılanıyordu.
Polis Olaya Müdahale Etti
Durumun vahametini fark eden bir komşu, hemen 112'yi arayarak olayı bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri, genç kadını sakinleştirmeye çalıştı. Ancak öfkesi dinmek bilmeyen kadın, polislere bile karşılık verir nitelikteydi.
Eski sevgili ise kapının ardından seslenerek: "Lütfen git, burada işin yok!" diye yanıt veriyordu. Fakat bu sözler, kadını daha da öfkelendirmekten başka bir işe yaramadı.
"Artık Beni Kimse Durduramaz!"
Genç kadın, polislerin varlığına rağmen tehditlerini sürdürdü. "Eğer başka biriyle görürsem, ikiniz de benimle uğraşıyorsunuz demektir!" şeklindeki sözleri, ortamdaki gerginliği doruğa çıkardı.
Olay yerine gelen çevredekiler, bu manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi. Kimi "Aşk işte, ne denir ki..." diye mırıldanırken, kimi ise "Bu kadıncağızı bu hale getiren ne olabilir?" diye düşünmeden edemedi.
Sonunda polis ekipleri, genç kadını sakinleştirmeyi başararak olay yerinden uzaklaştırdı. Ancak o anlar, hem komşuların hafızasına hem de güvenlik kameralarının kayıtlarına kazınmıştı bile.
İnsan ilişkilerinin bu denli karmaşık ve öngörülemez olabildiği günümüzde, bu tür olaylar maalesef nadir yaşanmıyor. Peki sizce, bu tür durumlarda nasıl bir yol izlenmeli? Duyguların esiri olmak mı, yoksa mantığın sesini dinlemek mi?
