Kayseri'de düğün denen o kutsal merasim, akıl almaz bir arbede sahnesine dönüştü. Her şey yolunda gidiyor derken, bir anda ortalık savaş alanına döndü. Kimin başlattığı belli olmayan o ilk itişme, dakikalar içinde kontrolden çıktı.
Gelin tarafından birisi, damat tarafından birine belki de çok eski bir hesap yüzünden laf attı. Önce sesler yükseldi. Sonra bir itişme... Ve işte o an. Bir anda düğün salonunun ortasında, belki de daha yarım saat önce dans edilen yerde, onlarca insan birbirine girdi.
Havada Uçuşan Tekmeler ve Yumruklar
Ortalık toz duman. Bir adam havada uçan bir tekme atıyor, bir kadın çığlık çığlığa bağırıyor. Sandalyeler devriliyor, masalar yer değiştiriyor. Düğün pastası –o masum ve tatlı sembol– belki de en trajik şekilde, bu karmaşanın ortasında unutuluyor.
İnsan diyor ki, bu nasıl bir öfke? Birbirini tanımayan, belki de ilk kez o akşam aynı salonda bulunan insanlar, nasıl oldu da bir anda düşman kesildi? Düğün derken, birleşme derken, nasıl bir ayrışma yaşandı?
Ortalığı yatıştırmaya çalışanlar oldu elbet. “Yapmayın, etmeyin!” diyen sesler... Ama öfke o kadar büyüktü ki, o sesler duyulmadı bile. Kavga, salonun bir ucundan diğerine yayıldı. Gelin ve damat ise –kim bilir– belki de şok içinde olan biteni izliyordu.
Cep Telefonları Kaydetti, Sosyal Medya Alev Alev
O anlar, cep telefonu kameralarına yansıdı tabii. Görüntüler hızla sosyal medyada yayıldı. Bir düğünün nasıl bir kâbusa dönüştüğünü gösteren o videolar, binlerce beğeni ve yorum aldı. İnsanlar şaşkındı. Kimi “Rezillik” diye yazdı, kimi “Ne oldu, niye kavga ettiler?” diye sordu.
Olay yerine kolluk kuvvetleri geldi. İki tarafı ayırdılar. Yaralanan oldu mu, olmadı mı? Tam olarak bilinmiyor. Ama bildiğimiz bir şey var: O gece, o salonda, iki aile arasındaki o “birleşme” ritüeli, acı bir ayrışmaya dönüştü.
Düğünler –insanlık tarihinin belki de en eski kutlamaları– böyle anlarda ne kadar kırılgan olduğumuzu gösteriyor. Bir anlık öfke, yılların birikimi belki de, her şeyi altüst ediveriyor. Kayseri'deki o düğün gecesi de, işte böyle bitmedi. Bitmiş gibiydi ama aslında hiç başlamamıştı, belki de.
