Dünya, yine insanlık dışı bir sahneye tanıklık ediyor. Gazze… Adı artık acıyla, yoklukla ve kanla anılan bir toprak parçası. Bu seferki vahşet, temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir yardım noktasında sıra bekleyen masum insanlara yönelikti. İsrail güçleri, adeta bir av sahnesine döndürdüğü bu insani dramda, 18 Filistinlinin hayatını sonlandırdı. Onlarcası da yaralandı – ve durumları hiç iç açıcı değil.
Olay, perşembeyi cumaya bağlayan gece saatlerinde meydana geldi. İnsanlar, belki bir parça ekmek, belki çocuklarına götürecek bir ilaç için kuyruktaydılar. Kimsenin başına gökten bomba yağacağını düşünecek hali yoktu. Ama oldu. İsrail ordusuna ait savaş uçakları, hiçbir uyarı yapmadan, savunmasız kalabalığın üzerine bombalarını bıraktı.
Bölgeden gelen görüntüler – ki paylaşılması bile ahlaki bir ikilem – yürek burkuyor. Enkaz altında kalan bedenler, çığlıklar, kanlar içinde koşuşturan insanlar… İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığı anlar bunlar. Yerel sağlık yetkilileri, ölü sayısının artabileceği uyarısında bulunuyor; zira ağır yaralılar arasında hayati tehlikesi çok yüksek olanlar var.
Uluslararası Tepkiler Yağmuru
Bu saldırı, dünya genelinde hızlı ve sert bir tepki dalgasına neden oldu. Birleşmiş Milletler yetkilileri olayı "korkunç" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirirken, bir dizi Arap ve Avrupa ülkesinden kınama açıklamaları peş peşe geldi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, yayınladığı bildiride "Bu barbarca saldırının hesabı mutlaka sorulmalıdır" ifadelerine yer verdi.
Peki, İsrail tarafından gelen açıklama ne mi? Her zamanki gibi. Olayla ilgili "araştırma başlatıldığı" ve "hedefin terörist unsurlar olduğu" iddiası. Oysa orada terörist değil, açlıkla pençeleşen sıradan insanlar vardı. Bu kadar net.
Zaten Derin Olan Yarayı Deşmek
Gazze, on yıllardır süren bir abluka altında. Temiz suya, gıdaya, ilaca ve elektriğe erişim inanılmaz derecede kısıtlı. Bu saldırı, zaten var olan insani krizi katmerli hale getirdi. Yardım kuruluşları, bölgeye acil insani erişim çağrılarını yineledi ancak bu çağrılar ne yazık ki genellikle duvara çarpıyor.
Bu, ne ilk ne de maalesef son olacak. Uluslararası toplum somut adımlar atana, İsrail'e gerçek yaptırımlar uygulanana kadar bu kan durulmayacak gibi görünüyor. Ortadoğu'da barış, her geçen gün biraz daha uzak bir hayal oluyor.
