İnsan bazen öyle anlar yaşar ki, o anki öfke mantığının önüne geçer. İşte öyle bir andı. Pazar sabahının o dingin havasında, bir halk koşusu etkinliği beklenmedik bir kaosa sahne oldu. Yolu tamamen kapatan koşucu grubu, araçlarıyla gitmekte olan sürücülerin sabrını taşıran son damla oldu.
Olay, geçtiğimiz pazar sabahı, normalde sakin olması gereken bir caddeyi adeta savaş alanına çevirdi. Yüzlerce koşucunun katıldığı etkinlik sırasında yol trafiğe kapatılmıştı ki - bu tür organizasyonlarda sık rastlanan bir durum aslında. Ama bazı sürücüler için bu durum hiç de kabul edilebilir değildi.
Öfke Kontrolden Çıktı
Birkaç sürücü, yolu kesildiği için öyle sinirlendi ki... Araçlarından fırladılar. Koşucuların üzerine yürüdüler. Bağırmaya, küfretmeye başladılar. O anki görüntüler insanın içini acıtacak cinstendi doğrusu.
"Yolu kimseye sormadan mı kapattınız?" diye haykırıyordu bir sürücü, yumruklarını sıkarak. Bir diğeri, "Acil işim var, geç kaldım!" diye bağırıyordu, yüzü kıpkırmızı kesilmiş halde.
Fiziksel Müdahale ve Hakaretler
Olaylar öyle bir noktaya geldi ki, sözlü tartışma fiziksel müdahaleye dönüştü. Bazı sürücüler koşucuları itip kakmaya başladı. Küfürler havada uçuşuyordu. Koşucular ise şaşkın ve bir o kadar da korkmuş haldeydi.
Bir koşucu, "Sadece spor yapıyorduk" diye mırıldandı şaşkınlıkla, "Bunca öfke niye?" Gerçekten de haklı bir soruydu bu. İnsanların bir hobi için, sağlık için bir araya geldiği bir etkinlik nasıl olur da bu kadar çirkinleşebilirdi?
Gözlemciler Şokta
Olay yerine gelen bazı vatandaşlar ise durumu ayıpladıklarını belirtti. "Her şeyin bir yolu yordamı var" diyordu orta yaşlı bir beyefendi, "Ama bu şiddet asla kabul edilemez."
Olayla ilgili yetkililer soruşturma başlattı. Görgü tanıkları ifade verdi. Kamera kayıtları incelenmeye başlandı. Peki bu tür olayların önüne geçmek için ne yapılmalı? Belki de etkinlik organizatörlerinin daha iyi planlama yapması, alternatif güzergâhları önceden duyurması gerekir.
Aslında düşününce... Hepimiz zaman zaman beklenmedik engellerle karşılaşıyoruz hayatta. Trafikte, işte, özel hayatımızda. Önemli olan bu engellere nasıl tepki verdiğimiz değil mi? Sabır taşsa da çatlasa da, insan olmanın gereği nezaketi elden bırakmamak.
Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki, toplum olarak biraz daha sabırlı, biraz daha anlayışlı olmaya ihtiyacımız var. Yoksa pazar sabahının huzuru, bir anda kabusa dönüşüveriyor.