
Hayat bazen insana acımasız oyunlar oynuyor. Daha dün gibi hatırlıyoruz o görüntüleri: yüzü morluklar içinde, gözlerinde korku... Şimdi ise aynı genç kızın cansız bedeniyle karşı karşıyayız.
Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz aylarda sosyal medyada dolaşan o görüntüler herkesi sarsmıştı. Sevdiği adamın ellerinden canını zor kurtaran bir kız çocuğu. Kim derdi ki bu acının üzerine bir de trajik bir kaza eklenecek?
Sonun Başlangıcı
Olay, geçtiğimiz günlerde meydana gelen trafik kazasıyla yeniden gündeme geldi. Genç kız, ailesiyle birlikte seyahat ederken korkunç bir kaza kurban gitti. Araç şarampole yuvarlandı ve ne yazık ki kurtarılamadı.
"Böyle şeyler hep başkalarının başına gelir" deriz ya, işte tam da öyle oldu. Daha yeni şiddetten kurtulmuşken, bu sefer kaderin acımasız bir oyununa kurban gitti.
Şiddetin Gölgesinde Bir Hayat
Olayın daha da acı tarafı şu ki, genç kız daha önce erkek arkadaşı tarafından ağır şiddete maruz kalmıştı. Sosyal medyada paylaşılan o görüntüler hâlâ hafızalarda:
- Yüzünde morluklar
- Korku dolu gözler
- Titreyen elleriyle anlattığı o korkunç anlar
O zamanlar "Artık kurtuldum" demişti. Ama görünen o ki, kader onun için başka planlar yapmıştı.
Toplumsal Bir Yara
Bu olay aslında iki büyük sorunu birden gözler önüne seriyor:
- Kadına yönelik şiddetin vardığı boyutlar
- Trafik kazalarındaki can kayıpları
Uzmanlar, her iki konuda da acilen önlem alınması gerektiğini vurguluyor. "Bir can daha gitmeden" diyorlar ama maalesef bu çağrılar hep bir sonraki kurban için yapılıyor.
Genç kızın ailesi şu an tarifsiz bir acı içinde. "Kızımızı önce şiddetten, sonra kazadan koruyamadık" diyorlar. Belki de hepimizin kendimize sorması gereken soru bu: Biz neyi, ne kadar koruyabiliyoruz?