İstanbul'da yaşanan ve sosyal medyayı sallayan bir olay, tüketici hakları ile işletmeci sorumluluklarını yeniden tartışmaya açtı. Bir kafe sahibinin, sadece birer kahve içip uzun süre oturdukları gerekçesiyle bir grup öğretmen ve veliyi mekânından kovması, kameralara yansıyan skandal sözlerle büyük tepki topladı.
Skandalın Başlangıcı: "Mekân Sahibi Benim" İddiası
Olay, 28 Kasım 2025 tarihinde İstanbul'da bir kafede gerçekleşti. Bir araya gelen öğretmen ve veliler, iddiaya göre sadece birer kahve siparişi verdi ve uzun süre oturdu. Bu durumu gerekçe gösteren işletme sahibi, müşterilere mekânı terk etmeleri yönünde talimat verdi. Taraflar arasında çıkan tartışma, orada bulunan diğer kişiler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Kafe Sahibinden Tepki Çeken Sözler: "CİMER'e Şikayet Edin!"
Videoda, kafe sahibi olduğunu iddia eden kişinin velilere karşı kullandığı sözler dikkat çekti. "Çek çek, mekân sahibi benim. Seni kovuyorum. Çek, her yerde paylaş. Emniyet, vali, kaymakam, karakol... Her yere git. CİMER'e şikâyet et, Recep Tayyip Erdoğan'a da söyle. Seni bir daha burada görmek istemiyorum. Hadi çık, canımı sıkma" ifadeleri, sosyal medya platformlarında hızla yayılarak büyük bir infial yarattı.
Olayın Sonuçları: Kafe Mühürlendi, Tartışma Büyüyor
Skandalın sosyal medyaya düşmesinin ardından kafe yetkili makamlarca mühürlendi. Bu gelişme, olayla ilgili tartışmaları daha da alevlendirdi. Sosyal medya kullanıcıları, 'Kafe sahibi mi, yoksa müşteriler mi haklı?' sorusu etrafında ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim işletme sahibinin mekân kurallarını uygulama hakkı olduğunu savunurken, büyük bir çoğunluk ise müşterilere karşı gösterilen bu tavrın kabul edilemez olduğunu ve ticari ahlakla bağdaşmadığını dile getiriyor.
Yorumcular, olayın sadece bir 'kafe krizi' olmadığını, Türkiye'deki hizmet kültürünün, ticari ahlakın ve karşılıklı saygının ciddi şekilde sorgulanması gerektiğini vurguluyor. Mevlüt Tezel'in de işaret ettiği gibi, bu durum toplumsal bir aynı işlevi görüyor.