Adana'da akşam saatlerinde yaşananlar, gerçek bir kabusa dönüştü. Genç adam, belki de hayatının en büyük hatasını yapmıştı - kim bilebilirdi ki sevdiği kızın ailesi bu kadar ileri gidebilecekti?
Olay, Seyhan ilçesine bağlı Gülbahçesi Mahallesi'nde meydana geldi. 22 yaşındaki M.E., kız arkadaşıyla buluşmak için sokağa çıktığında, başına geleceklerden habersizdi. İnsan bazen en güvendiği anlarda en büyük sürprizlerle karşılaşabiliyor işte.
Ani Baskın: Sokak Ortasında Kanlı Hesaplaşma
Birdenbire etraflarını sardılar. Kız arkadaşının abisi M.A. ve kuzenleri S.A. ile M.A., adeta bir linç girişimi başlattılar. Önce sözlü taciz, ardından tehditler... Sonra bıçaklar çıktı ortaya.
M.E.'nin kaçacak hiçbir yeri yoktu. Etrafını sarmışlardı. Bıçak darbeleri birbirini izledi - vücudunun çeşitli yerlerine onlarca kez saplanan bıçaklar, genç adamı bir anda kanlar içinde bıraktı. O anları yaşayan bir tanık, "Sanki bir kıyamet kopmuştu sokakta" diye anlatıyor olan biteni.
Kurtuluş Yok Mu Sandınız?
Saldırganlar, işlerini bitirdikten sonra olay yerinden hızla uzaklaştılar. Ancak M.E. şanslıydı belki de - çevredekilerin ihbarıyla kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, onu hemen hastaneye kaldırdı.
Adana Şehir Hastanesi'nde yapılan ilk müdahaleler sonucu hayati tehlikesi ortadan kalkan genç adam, tedavi altına alındı. Doktorlar, "Nefes alıyor olması bile bir mucize" diye fısıldıyorlar koridorlarda.
Polis Hızlı Davrandı: 3 Gözaltı
Olay sonrası başlatılan operasyonda polis, kısa sürede saldırganların izini buldu. M.A., S.A. ve M.A. isimli şüpheliler, olaydan sadece saatler sonra gözaltına alındı.
Şüphelilerin ifadeleri ise gerçekten düşündürücü. "Ailemizin şerefini lekeledi" gibi gerekçeler öne sürüyorlar. Peki, şiddet hiçbir zaman çözüm olabilir miydi? Bu sorunun cevabını vermek zor değil aslında.
Savcılık soruşturması devam ederken, şüphelilerin çıkarılacağı mahkeme tarafından "tutuklama" kararı verilmesi bekleniyor. Adalet yerini bulacak mı? Hep birlikte göreceğiz.
Bu olay, toplum olarak kanıksadığımız şiddetin ulaştığı boyutları bir kez daha gözler önüne serdi. Belki de artık "şeref" kavramını yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir.