O gün her şey normal başlamıştı aslında. Sıradan bir market alışverişiydi, ta ki insanın içini ürperten o an gelene kadar. İzmir'in o hareketli semtinde, kimsenin beklemediği bir anda patlak verdi her şey.
Adam marketin koridorlarında dolaşıyordu, yanında sadık dostu. Kim derdi ki sırt çantasında taşıdığı minik can için böyle bir kabus yaşanacak? İnsanın aklı almıyor doğrusu.
Görüntüler Dehşete Düşürdü
Güvenlik kameraları her şeyi kaydediyordu. Bir anda, nedensizce, saldırganın yumruğu havada belirdi. Hiçbir provokasyon yoktu, hiçbir tartışma. Sadece saf, anlamsız bir şiddet.
Vurulan adam yere yığıldığı anda, saldırganın kaçışı başladı. O anki panik ve korku - insanın içini acıtıyor gerçekten. Market çalışanları donup kalmıştı, kimse ne yapacağını bilemiyordu.
Saldırgan Kaçtı, Sorular Kaldı
Ortada cevaplanmamış onlarca soru: Neden? Niye? Evcil hayvanla markete girmek bu kadar büyük bir suç mu? Yoksa bambaşka, bilmediğimiz bir sebep mi vardı?
Mağdur vatandaşın durumu kritik değilmiş şükürler olsun. Ama yaşadığı psikolojik travma - işte asıl o kalıcı olacak. İnsanın güven duygusu bir kere sarsıldı mı, onarması aylar alıyor bazen.
Emniyet yetkilileri olayla ilgili soruşturma başlattı. Kamera kayıtları incelemede, saldırganın kimliği araştırılıyor. Fakat şu soru hepimizin aklında: Toplum olarak nereye gidiyoruz böyle?
Bu tür olaylar - hiç beklenmedik anlarda, hiç hak etmeyen insanların başına geliyor. Belki de hepimizin biraz daha duyarlı olma zamanı geldi. Yanı başımızdaki insanlara, hayvanlara, tüm canlılara...
