
İzmir'de yaşanan ve yürekleri burkan bir olayda, adalet terazisi tartışmalı bir karara imza attı. Geçtiğimiz günlerde, kendi çocuklarının boğazına bıçak dayayarak tehdit eden baba hakkında açılan dava, neredeyse hiç kimsenin beklemediği bir yöne evrildi.
Olay, İzmir'in göbeğinde, sıradan bir apartman dairesinde patlak verdi. Öfke krizine giren baba, evdeki tartışmanın ardından çocuklarını bıçakla tehdit etti. Komşuların durumu fark edip kolluk kuvvetlerine haber vermesiyle olay yeri adeta bir operasyon alanına döndü. Polis ekipleri, uzun süren ikna çabalarının sonucunda babayı etkisiz hale getirip gözaltına aldı.
Fakat asıl sürpriz mahkemede yaşandı. Dosyayı inceleyen heyet, sanığın yargılanmasına 'görevsizlik' kararı verdi. Yani, bu davayı görmenin kendi yetki alanlarında olmadığını belirttiler. Karar, adeta soğuk duş etkisi yarattı.
Peki Neden Böyle Bir Karar Çıktı?
Mahkeme heyeti, sanığın daha önce benzer olaylar nedeniyle psikiyatrik tedavi gördüğünü ve akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürdü. Bu nedenle, cezai sorumluluk taşımadığı yönünde bir kanaate vardı. Tabii bu durum, 'peki ya çocuklar?' sorusunu akıllara getiriyor. Mağdurların güvenliği ve adaletin tecellisi konusunda endişeler artıyor.
Hukuk çevreleri ise kararı oldukça tartışmalı buluyor. Bazı avukatlar, 'akli dengesizlik' argümanının suistimal edilebileceği görüşünde. 'Bu tür kararlar, benzer vakalar için tehlikeli bir emsal oluşturabilir' diyorlar. Aile mahkemelerinin devreye girmesi gerektiğini düşünenler de var.
Olayın en trajik yanı ise, çocukların yaşadığı derin travma. Uzmanlar, bu tür olayların çocuklar üzerindeki etkisinin yıllarca sürebileceğini belirtiyor. Psikolojik destek almaları şart, ama acaba yeterli olacak mı?
Sonuç olarak, İzmir'de yaşanan bu acı olay, aile içi şiddet ve çocuk hakları konusundaki yasal boşlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Toplum olarak şu soruyu sormaktan kendimizi alamıyoruz: Gerçekten adalet herkes için eşit şekilde işliyor mu?