Gece yarısına doğru, Sarıyer'in o her zamanki sakin havasını aniden kurşun sesleri böldü. İşte o an, tam da insanların evlerine çekildiği, günün yorgunluğunu atmaya çalıştığı bir vakitte, korkunç bir sahne yaşandı.
Bir oto tamircisi dükkanı... Normalde araba sesleri, tamirci çekiçlerinin tık tık'ları duyulması gereken yer, bu kez silah sesleriyle yankılandı. Ve inanın, o an orada olanlar için zaman adeta dondu.
Olay Yerinde Korku Dolu Anlar
Saldırganlar -kimdi bu insanlar, ne istiyorlardı bilinmez- tam da iş yerinin önüne geliverdiler. Hiçbir şey söylemeden, hiçbir uyarı yapmadan... Doğrudan ateş açtılar. Kurşunlar adeta yağmur gibi yağdı dükkanın camlarına, duvarlarına.
İçeridekiler şanslıymış ki -şans mı denir buna bilemiyorum- sadece iki kişi yaralandı. Biri 24, diğeri 25 yaşında iki genç adam. Yaraları hafifmiş, Allah'tan. Ama ya ruhları? Onların yaraları nasıl iyileşecek?
Kaçış ve Ardından Gelen Sessizlik
Saldırganlar işlerini bitirir bitirmez -ne işse artık- hemen oradan uzaklaştılar. Kimse nereye gittiklerini, nasıl kaçtıklarını tam göremedi. Belki de görenler vardı ama korkudan seslerini çıkaramadılar.
Olay yerine gelen polis ekipleri, etrafı kordon altına aldı. Kanıt toplamaya, tanık aramaya başladılar. Ama biliyor musunuz, bazen bu tür olaylarda insanlar görmemezlikten geliyor, duymamazlıktan geliyor. Korku, maalesef insanları böyle etkiliyor.
Soruşturma Devam Ediyor
Şu an için somut bir şey yok elimizde. Saldırganların kim olduğu, neden böyle bir şey yaptıkları, arkalarında herhangi bir örgüt var mı... Bunların hepsi soru işareti. Polis, adeta bir bulmaca çözer gibi delil peşinde.
Yaralılar hastanede tedavi altına alındı. Durumları stabil deniyor ama -bence- asıl tedavi edilmesi gereken, o bölgede yaşayan insanların güvenlik hissi. Çünkü böyle olaylar, insanların içine korku tohumları ekiyor.
Bu arada, emniyet kaynaklarından gelen bilgiye göre soruşturma derinlemesine devam ediyor. Kamera kayıtları inceleniyor, bölgedeki işletmelerle konuşuluyor. Belki de en önemlisi, insanların bu tür olayları görünce susmaması gerektiği. Çünkü susarsak, korku kazanır.