İstanbul'un günlük koşturmacasının ortasında, insanlığın karanlık bir yüzü bir kez daha kendini gösterdi. Öyle bir sahne yaşandı ki, görenler inanmakta güçlük çekti. Her şey, bir otomobilin küçük bir çocuğa çarpmasıyla başladı. Ama asıl şok, bundan sonra yaşananlardı.
Sürücü – evet, yanlış duymadınız – aracından fırladı ve sanki çocuk kasten yoluna çıkmış gibi, öfke krizinin eşiğinde, küçük bedene tekme ve yumruklar yağdırmaya başladı. O anları izleyenlerin çığlıkları, kornaların sesine karıştı. İnsan olmanın en temel sınırları ihlal ediliyordu.
Gözler Önünde Yaşanan Vahşet
Olay yerine hızla gelen polis ekipleri, saldırgan sürücüyü etkisiz hale getirerek gözaltına aldı. Küçük çocuk ise – Allah'tan – olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından en yakın hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumu hakkında henüz net bir açıklama yok, ancak hem fiziksel hem de psikolojik olarak derin yaralar alması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Bu, trafik kazasının çok ötesinde, safi bir insanlık suçu. Sokak ortasında, onlarca insanın gözü önünde yaşanan bu vahşet, aslında hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçeği hatırlattı: Öfke, ne yazık ki bazılarında kontrol edilemez bir canavara dönüşebiliyor.
Soru İşaretleri ve Toplumsal Tepki
Peki, nasıl olur da bir insan, bir çocuğa bu şekilde saldırabilir? Akıl alır gibi değil. Sosyal medyaya düşen görüntüler kısa sürede infiale neden oldu. İnsanlar, adaletin hızlı bir şekilde tecelli etmesini ve küçük çocuğun haklarının sonuna kadar korunmasını talep ediyor.
Bu olay, sadece bir trafik kazası değil, aynı zamanda toplum olarak ne kadar kırılgan bir yapıda olduğumuzun da acı bir göstergesi. Umarım, bu yaşananlar bir daha asla tekrarlanmaz ve o küçük çocuğun yarası en kısa sürede sarılır.
