Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi dün akşam saatlerinde kan donduran bir olaya sahne oldu. Adeta bir aksiyon filminden fırlamış gibi duran bu saldırı, sıradan bir akşamı kabusa çevirdi.
Olay, saatler 20.00'i gösterdiğinde Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nda infaz koruma memuru olarak görev yapan bir personelin evine yürüyüşü sırasında patlak verdi. Adamın biri -nedenini hala tam olarak çözemediğimiz bir sebeple- aniden memura saldırdı. Üstelik elinde bıçakla!
O Anlar Korku Doluymuş
Olay yerine ilk ulaşan tanıkların anlattıkları tüyleri diken diken ediyor. "Bir anda çığlıklar duyduk," diyor mahalle sakinlerinden biri, "sonra insanların kaçıştığını gördük. İlk başta kavga sandık ama durumun vahameti hemen anlaşıldı."
Saldırgan, ne yazık ki sadece memurla yetinmemiş. Çevredeki vatandaşlar müdahale etmeye çalışınca onlar da bu vahşetten nasibini almış. Toplamda üç kişi bıçak darbeleriyle yaralanmış.
Hızlı Müdahale Hayat Kurtardı
Olay yerine kısa sürede ulaşan sağlık ekipleri, yaralıları derhal Çorlu Devlet Hastanesi'ne kaldırmış. Doktorların titiz çalışmaları sonucu -Allah'tan- tüm yaralıların hayati tehlikesi kalmamış. Yaralı memur ve diğer mağdurların tedavilerinin sürdüğü öğrenildi.
Peki saldırgan? Kaçmayı başaramamış. Polis ekipleri olay yerinde suçüstü yapmış ve zanlıyı gözaltına almış. Şu an soruşturma derinlemesine devam ediyor.
Akıllardaki Soru: Neden?
Herkesin aklını kurcalayan asıl soru bu saldırının sebebi. Acaba kişisel bir husumet mi yoksa görevden kaynaklanan bir intikam hareketi mi? Resmi kaynaklar henüz net bir açıklama yapmıyor ama dedikodular dört bir yana yayılıyor.
Bir infaz koruma memurunun hedef alınması, aslında çok daha büyük bir resmin parçası olabilir mi? Bu sorunun cevabı zamanla ortaya çıkacak gibi görünüyor.
Olayla ilgili soruşturma tüm hızıyla sürerken, Çorlu halkı ise hala şokun etkisinden kurtulabilmiş değil. Böyle sakin bir mahallede böylesine vahşi bir saldırının yaşanması herkesi derinden sarstı.
Sonuç olarak, dün akşam Tekirdağ'da yaşananlar bize şunu bir kez daha hatırlattı: Güvenlik güçlerimiz her an her yerde risk altında. Onlar bizim için nöbet tutarken, biz onların güvenliği için ne yapıyoruz acaba?