Gece yarısına doğru, İzmir'in o her zamanki dinginliğini aniden yırtan bir gürültü... Bornova ilçesi, Altındaş Mahallesi'ndeki bir apartmanı saran panik havası, aslında çok daha karanlık bir hikayenin başlangıcıydı.
Olay yerine ilk ulaşanların anlattıkları, adeta bir aksiyon filminden fırlamış sahneleri andırıyordu. İki maskeli saldırgan, apartman girişinde beliriverdi. Amaçları belliydi: korku salmak ve hedeflerine ulaşmak. Ellerindeki silahlar ve ses bombalarıyla, sıradan bir geceyi mahalle sakinleri için unutulmaz bir kâbusa dönüştürdüler.
İki patlama sesi ardı ardına duyuldu. İlki, sadece fiziksel bir gürültü değil, aynı zamanda ruhlara işleyen bir tehditti. İkincisi ise artık geri dönüş olmadığının sinyaliydi adeta.
Oğul Uğur K., o anları anlatırken sesindeki titreme hâlâ hissediliyor: "Babamı biz uyandırdık" diyor, "O sesler öyle bir gürültü çıkardı ki, apartmanın sallandığını zannettik. Aşağıya indiğimizde ise karşılaştığımız manzara içler acısıydı."
Polis ekipleri olay yerine intikal ettiğinde, saldırganlar çoktan kayıplara karışmıştı. Ancak geride bıraktıkları izler, operasyonun ne kadar planlı olduğunu gösteriyordu. Bölgede başlatılan geniş çaplı arama çalışmaları, saldırganların izini sürmek için hâlâ devam ediyor.
Mahalle sakinleri ise o geceden beri tedirgin. "Artık camdan dışarı bakmaya korkuyoruz" diyen bir kadın, herkesin dilindeki ortak korkuyu özetliyor aslında. Bir başka erkek ise "Burası hep sakindi, böyle şeylere alışık değiliz" diye ekliyor.
Peki ya sonrası? İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, saldırıyla ilgili soruşturmayı derinleştiriyor. Görgü tanıklarının ifadeleri tek tek alınıyor, bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları inceleniyor. Şüphelilerin kimliği ve saldırının nedeni ise henüz bilinmiyor.
Bu olay, aslında hepimizin aklına aynı soruyu getirmiyor mu? Evlerimizde bile güvende olabilecek miyiz? Cevabı henüz kimse veremiyor...
