Hatay'da yaşanan ve toplumun kanını donduran bir taciz olayında adalet yerini buldu. Geçtiğimiz aylarda, şehrin en bilinen ciğerci dükkanlarından birinde yaşananlar, o an orada bulunanları olduğu kadar sosyal medyayı da ayağa kaldırmıştı.
Olay, bir grup arkadaşıyla birlikte yemek yemek için mekana gelen genç bir kadının, tuvalete gitmek için ayrıldığı sırada başladı. Dar koridorda karşısına aniden çıkan ve kendisini istemediği şekilde taciz eden bir adam... Genç kadın, o an yaşadığı şoku ve travmayı, "İçimde tarifsiz bir korku ve iğrenme hissettim" sözleriyle anlatıyor.
Olay yerinden hızla uzaklaşan tacizci sanığı, mekan çalışanları ve müşterilerin iş birliğiyle kısa sürede yakalandı. Polis ekiplerine teslim edilen sanık hakkında, 'basit taciz' suçundan soruşturma başlatıldı. Ancak olayın kamera kayıtları ve tanık ifadeleri, durumun hiç de 'basit' olmadığını gözler önüne serdi.
Mahkeme Süreci ve Beklenen Karar
Hatay 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, toplumun geniş bir kesimi tarafından yakından takip edildi. Sanık M.A., yargılama sürecince yaptığı eylemi kabul etse de, savunmasında "bir anlık bir dalgınlık" ifadelerini kullandı. Fakat mahkeme, bu savunmayı yetersiz bularak, tacizin toplumsal bir yara olduğunu ve cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı.
Nihayetinde, mahkeme heyeti örnek bir karara imza attı. Sanık M.A., "Kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali" suçundan 6 aylık hapis cezasına çarptırıldı. Ancak kararda dikkat çeken bir detay daha vardı: Denetimli serbestlik uygulanmaması. Yani, sanık bu cezanın tamamını çekecek.
Peki bu karar, toplumda taciz olaylarına karşı bir dönüm noktası olabilir mi? Uzmanlar, cezanın caydırıcılığına dikkat çekerek, bu tür kararların potansiyel suçlular üzerinde önemli bir etkisi olacağını belirtiyor. Mağdurun avukatı ise, "Adalet yerini buldu, bu karar diğer mağdurlara da umut olacaktır" açıklamasını yaptı.
Hatay'da yaşanan bu olay, aslında hepimizin toplum olarak üzerine düşünmesi gereken bir konuyu bir kez daha hatırlattı: Kadına yönelik şiddet ve taciz, asla kabul edilemez. Ve unutulmamalı ki, susmak yerine ses çıkarmak, adaletin ilk adımıdır.
