
Son günlerde sosyal medyada dönen bir mahkeme kararı, adeta bomba etkisi yarattı. Bir iş yerinde çalışanların haberi olmadan gizli kamera ile kayıt yapılması ve bunun sonucunda verilen ceza, herkesi ikiye böldü. Kimilerine göre 'adalet yerini buldu', kimilerine göreyse 'bu kadarı da pes dedirtti'.
Olay, İstanbul'da bir şirkette yaşandı. Yönetim, çalışanların performansını takip etmek amacıyla -kendilerince mantıklı bir çözüm bulmuş olacaklar ki- ofise gizli kamera yerleştirmiş. Tabii kimseye haber vermeden... Aylarca süren bu kayıtlar, bir çalışanın tesadüfen kameraları fark etmesiyle ortaya çıkmış.
Mahkeme Kararı Şaşırttı
Davayı değerlendiren mahkeme, şirket yönetimine 15 bin lira para cezası vermiş. Peki bu ceza yeterli mi? Hukukçulara göre durum pek de öyle değil. Kişisel verilerin korunması kanununa aykırı bu davranışın cezasının çok daha ağır olması gerektiğini savunuyor uzmanlar.
İşin ilginç yanı, çalışanların hiçbirinin şikayetçi olmaması. Belki de işlerini kaybetme korkusuyla seslerini çıkaramadılar - kim bilir? Ancak hukuk, bireylerin sessiz kalmasıyla ihlallerin normalleşmesine izin vermiyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Avukatlar bu kararın emsal teşkil edeceğinden endişeli. 'Eğer bu tür ihlallere caydırıcı cezalar verilmezse, herkes kafasına göre hareket eder' diyorlar. Özellikle işverenlerin çalışanların özel hayatına bu şekilde müdahale etmesinin kabul edilemez olduğunun altını çiziyorlar.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bir iş yerinde gizlice kayıt yapılması ve bunun sonucunda sadece para cezası verilmesi adil mi? Yoksa bu tür durumlarda çok daha ağır yaptırımlar mı uygulanmalı?
Bu karar, kişisel verilerin korunması konusundaki hassasiyetlerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlattı. Belki de artık 'gizli kamera' deyip geçmemeli, bu tür ihlallerin önüne geçmek için daha sıkı önlemler almalıyız. Ne dersiniz?