
Güneş tam tepedeydi ve her şey sıradan bir yaz günü gibi görünüyordu. Ta ki Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, adeta bir kibrit çakmasıyla, aniden alevler yükselmeye başlayana kadar. Öyle bir andı ki, birkaç dakika içinde üç ayrı noktada yangın kendini gösterdi. İnsanın aklına ister istemez 'Bu da nereden çıktı?' sorusu geliyor.
İtfaiye ekipleri, belki de kahramanlığın en somut hali, alarm sesleriyle yollara düştü. Yangın, Fiskaya, Hasırlı ve Alipaşa mahallelerinde eşzamanlı olarak başlamıştı. Rüzgarın da etkisiyle alevler, kuru otları bir anda birbirine katarak ilerliyordu. Görüntü korkutucuydu, itiraf etmek gerek.
Olay yerine varan ekipler, hiç vakit kaybetmeden çalışmaya koyuldular. Suyu alevlerin üzerine büyük bir kararlılıkla püskürttüler. Dakikalar geçtikçe, o korkunç turuncu renk yerini dumanlı bir griye bırakmaya başladı. Müdahalenin hızı, gerçekten takdire şayandı.
Yangının çıkış sebebine dair kesin bir şey söylemek için henüz erken. Yetkililer, olayın ardındaki sırrı çözmek için incelemelerini sürdürüyor. Kim bilir, belki bir ihmal, belki de talihsiz bir kaza. Neticede, can kaybı ya da yaralanma olmaması en büyük teselli.
Bu tür durumlar, doğanın ne kadar acımasız olabileceğini hatırlatıyor insana. Ama aynı zamanda, zor anlarda kenetlenmenin ve mücadelenin değerini de gösteriyor. Diyarbakır'da bugün, alevlerle dans eden itfaiyecilerin azmi kazandı.