
Mahkeme salonunda gerilim yüksekti, adeta havada uçuşan soruların ağırlığı herkesi etkiliyordu. Grand Kartal Otel yangını davasının 7. gün duruşmasında, tanıkların ifadeleri ve savunma avukatlarının taktikleri dikkatleri üzerine çekti.
Olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen, yangının izleri hâlâ taze. Kim bilir, belki de en çok da vicdanlarda... Savcılık iddianamesinde, ihmalkârlık ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği öne çıkarken, savunma tarafı ise "mücbir sebep" argümanını öne sürdü. Tabii ki, bu savunma bazılarını şaşırttı; çünkü yangın öncesi yapılan denetimlerde eksiklerin olduğu biliniyordu.
Tanıkların İfadeleri: "Alevler Bir Anda Her Yeri Sardı"
O geceyi yaşayan bir tanık, "Sanki dünyanın sonuydu" diye anlatırken sesi titriyordu. "Bir anda koridorlar alev aldı, insanlar panik içinde kaçışmaya başladı. Kimse ne yapacağını bilemedi." Bu ifadeler, mahkeme salonunda derin bir sessizliğe neden oldu.
Diğer yandan, itfaiyenin müdahalesine ilişkin detaylar da gün yüzüne çıktı. İlk müdahalenin geciktiği iddiaları, savcılık tarafından sorgulanırken, itfaiye yetkilileri "Olay yerine ulaşmada trafik engeli yaşadık" açıklamasını yaptı. Peki, bu bir mazeret mi yoksa gerçekten kaçınılmaz bir durum muydu?
Savunma Stratejisi: "Her Şey Kontrol Altındaydı"
Otel yönetiminin avukatları, yangın öncesi alınan önlemleri anlatarak müvekkillerini savundu. "Tüm prosedürler eksiksiz uygulanmıştır" iddiası, bazılarına göre inandırıcılıktan uzaktı. Özellikle de yangın merdivenlerinin kilitli olduğu yönündeki tanık ifadeleri, bu savunmayı zora sokuyor.
Mahkeme heyeti, önümüzdeki duruşmada yangın uzmanlarının dinlenmesine karar verdi. Belki de en kritik soruların cevapları o zaman gelecek: Bu yangın önlenebilir miydi? Yoksa gerçekten de "kader" miydi?