Gören oldu mu bilmiyorum ama Kapadokya'nın o eşsiz manzarasının tam ortasına kondurulmuş, ruhsatsız bir otel ve restoran artık yok. Hem de tepeden tırnağa. Ürgüp Kaymakamlığı'nın talimatı ve İl Özel İdaresi ekiplerinin hummalı çalışmasıyla, adeta bir 'gecekondu turizmi' girişiminin önüne geçildi.
Olay yeri, Ürgüp'ün Mustafapaşa Mahallesi. Burası öyle sıradan bir arazi parçası değil; tamamen doğal sit ve kültürel sit alanı içinde kalıyor. Yani, her karış toprağı tarih fışkıran, koruma altında olması gereken bir bölge. Sahibi ise, tüm bu kuralları hiçe sayarak iki katlı betonarme bir yapıyı dikivermiş. Ne ruhsat var, ne imar izni, hiçbir şey. 'Kim görecek?' mantığıyla yapılmış bir kaçak inşaat.
Peki sonra? Sonrası, kaymakamlığın hassas radarına takılıvermiş bu çirkin yapı. İnceleme, araştırma, hukuki süreç... Derken, İl Özel İdaresi'ne bağlı ekipler, iş makineleriyle olay yerine intikal etti. Ve birkaç saat içinde, o doğaya aykırı beton yığını, yerle bir oldu. Toz duman içinde, usulsüzce yükselen yapının sonu geldi.
Ürgüp Kaymakamlığı'ndan yapılan açıklamada, son derece net bir dil kullanıldı: "Kaçak yapılaşmaya asla ve asla müsaade etmeyeceğiz." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Sadece bir binanın yıkılması değil, aynı zamanda bir mesaj veriliyor. 'Kim olursan ol, kanunsuz iş yaparsan sonuçlarına katlanırsın' deniyor.
Kapadokya gibi dünyaca ünlü, narin bir bölge söz konusu olunca, bu tür operasyonlar daha da kritik bir önem kazanıyor. Çünkü burası, peribacalarıyla, yeraltı şehirleriyle, balon turlarıyla dünyanın dört bir yanından turist çeken bir açık hava müzesi. Ve bu müzenin dokusunu bozmaya kalkan her girişim, aynı sertlikle bertaraf edilecek gibi görünüyor.
Yani, kısacası... Doğal güzelliklerimizin ve tarihi mirasımızın üzerine beton dökmek isteyenlere, Nevşehir'de göz açtırılmıyor. Bu operasyon, o iradeyi bir kez daha gösterdi. Umarım herkes için bir ders olur.
