Kartalkaya'da çıkan yangınla ilgili hazırlanan rapor, adeta bir kabusun perde arkasını gözler önüne serdi. Sanki birileri, "Görmeyin, duymayın, konuşmayın" dercesine, eksiklikleri ustalıkla kamufle etmiş. Peki, bu yangında neler yaşandı ve rapor nasıl manipüle edildi?
Yangının Ardındaki Sessiz Çığlık
O gün, Kartalkaya'nın gökyüzüne yükselen dumanlar sadece ağaçların değil, aynı zamanda sistemin de yandığının bir göstergesiydi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, bir yandan da zamanla yarışıyordu. Ancak raporda, bu mücadelenin ne kadar yetersiz kaldığına dair ipuçları neredeyse silinmiş gibiydi.
"Eksik ekipman? Yok öyle bir şey!" diyenlerin sesi çok çıkmış olsa da, gerçekler sandıklarından daha yakıcı. Mesela, yangın söndürme uçaklarının yetersizliği raporda sadece bir dipnot olarak geçiştirilmiş. Oysa oradaki herkes biliyor ki, o uçaklar birkaç saat önce gelseydi belki de yangın bu kadar büyümeden kontrol altına alınabilirdi.
Rapor Oyunları: Gerçekler Nasıl Saklandı?
Raporun en can alıcı kısımlarından biri, "yapılanlar" değil "yapılmayanlar" üzerine kurulmuş. Sanki bir sihirbaz misali, eller çabuk hareket ettirilerek asıl sorunlar gözden kaçırılmış. Örneğin:
- Erken uyarı sistemlerinin çalışmaması "teknik arıza" diye geçiştirilmiş
- Ekiplerin yangına geç müdahalesinin nedeni belirsiz bırakılmış
- Bölgedeki su kaynaklarının yetersizliğinden hiç bahsedilmemiş
Yangın söndürme çalışmaları sırasında yaşanan aksaklıklar ise raporda "olağan prosedürler" olarak sunulmuş. Oysa orada bulunan bir itfaiye erinin dediği gibi: "Su yok, ekipman yok, personel yok... Biz neyle söndüreceğiz, dualarla mı?"
Peki Ya Sonraki Yangınlar?
Bu raporun en tehlikeli yanı, gelecekteki yangınlar için hiçbir ders çıkarılmamış olması. Sanki "Bir kere oldu, bir daha olmaz" mantığıyla hareket edilmiş. Ancak uzmanlar uyarıyor: Aynı hatalar tekrarlanırsa, bir sonraki yangında kaybedeceklerimiz çok daha fazla olabilir.
Kartalkaya yangını bize bir kez daha gösterdi ki, doğayla savaş halindeyiz. Ve eğer bu savaşta silahlarımız eksikse, kaybetmeye mahkumuz. Raporun üzerindeki sis perdesi kalkmadıkça da, gerçekler hep gölgede kalacak...
