Gözler bir kez daha başkent Ankara'ya çevrildi. Türkiye'nin önde gelen yer bilimcilerinden Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla adeta bir deprem senaryosunu masaya yatırdı. Durum hiç de iç açıcı görünmüyor.
Şu acımasız gerçekle yüzleşmeliyiz: Ankara, üç tarafından saran aktif fay hatlarıyla adeta bir deprem çemberinin içinde. Görür'ün altını çizdiği gibi, Elmadağ, Çubuk ve Eskişehir fayları... Hepsi de ne yazık ki hareketli ve potansiyel olarak tehlikeli.
Peki Ne Kadar Süremiz Kaldı?
İşin can alıcı noktası burası. Profesör, zamanın bizim lehimize işlemediğini, aksine her geçen gün riskin arttığını belirtiyor. "Bu faylar 7'ye yakın büyüklükte deprem üretebilir" uyarısı ise tek kelimeyle ürpertici.
Ankara'da yaşayan biri olarak şunu sormaktan kendimi alamıyorum: Biz gerçekten hazır mıyız? Binalarımız, altyapımız, acil durum planlarımız... Hepsi yeterli seviyede mi? Cevap maalesef çoğu zaman hayır.
Yapılması Gerekenler: Acil Eylem Planı
- Şehrin deprem master planı acilen gözden geçirilmeli ve güncellenmeli
- Zemin etütleri ve mikrobölgeleme çalışmaları hızlandırılmalı
- Kentsel dönüşüm projeleri bilimsel veriler ışığında yürütülmeli
- Halkın deprem bilinci ve hazırlık eğitimleri artırılmalı
Görür'ün dediği gibi, depremleri önleyemeyiz belki ama onların yıkıcı etkilerini azaltmak tamamen bizim elimizde. Bu uyarıları dikkate almak ve harekete geçmek zorundayız. Zira doğa asla beklemiyor.
Son düşünce: Deprem değil, hazırlıksız olmak can alıyor. Ankara'nın bu gerçeği görmezden gelme lüksü yok.
