Güneşli bir öğleden sonra, her şey normal seyrinde ilerliyordu ta ki o korkunç duman bulutları gökyüzüne yükselene kadar. Ordu'nun Altınordu ilçesi, beklenmedik bir anda kabusa dönüştü adeta.
İki katlı müstakil bir evde başlayan yangın, komşuları adeta donduracak bir hızla yayıldı. Alevlerin pencerelerden dışarı vurduğu o anlar, görenleri dehşete düşürmeye yetti de arttı bile. Kim bilir belki de basit bir elektrik kaçağıydı tüm bu olanların sebebi, ya da dikkatsizce bırakılan bir şey... Kesin sebebi henüz bilinmese de sonuçları oldukça vahimdi.
İtfaiyenin Zamanla Yarışı
Olay yerine hızla intikal eden itfaiye ekipleri, yangını kontrol altına almak için var güçleriyle çalıştı. Su hortumlarıyla alevlere müdahale eden ekipler, yangının komşu binalara sıçramasını engellemek için adeta zamanla yarıştı. Yaklaşık yarım saat süren yoğun mücadelenin ardından yangın tamamen söndürülebildi - neredeyse bir asır kadar uzun gelmişti herkese o yarım saat.
Yangın sonrası evin iç görüntüsü ise yürek burkan cinstendi. Zemin kattaki odalar neredeyse tamamen kullanılamaz hale gelmiş, eşyalar kömürleşmişti. Üst kat iste duman ve ısı hasarı oldukça belirgindi. Ev sahipleri şans eseri o sırada evde olmadıkları için can kaybı yaşanmadı - Allah'tan bir lütuf bu gerçekten.
Yangın Sonrası Manzara
- Evin zemin katındaki odalar ağır hasar gördü
- Mobilyalar ve ev eşyaları kullanılamaz hale geldi
- Üst katta duman ve ısı hasarı tespit edildi
- Komşu binaların zarar görmesi son anda engellendi
- Yangın çıkış sebebiyle ilgili soruşturma başlatıldı
Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, yangının çıkış sebebinin belirlenmesi için incelemeler sürüyor. Bölge sakinleri ise hala o korku dolu anların etkisinden kurtulabilmiş değil. "Bir anda her yer duman oldu, alevler pencerelerden çıkıyordu" diyen bir komşu, yaşadığı şoku kelimelerle anlatmakta zorlanıyordu.
Bu tür acı olaylar, evlerimizdeki yangın güvenlik önlemlerini gözden geçirmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Belki de bugün, kendi evimizin güvenliğini kontrol etmenin tam zamanıdır - ne dersiniz?