Gökyüzünde ateşle dans edenlerin hikayesi bu. Türkiye'nin ciğerlerini korumak için adeta kanatlı şövalyelere dönüşen yangın söndürme pilotları, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte düşüncelerini paylaştı. 'Biz bu işi yaparken korkmayı değil, mücadele etmeyi öğrendik' diyorlar.
Bir pilotun dediği gibi: 'Alevlerin üzerine giderken midenizde kelebekler uçuşmuyor değil. Ama o an, yıllardır verdiğimiz eğitim devreye giriyor. Sanki her şey yavaş çekimde oluyor.'
Gökyüzünden Ateşe Meydan Okumak
Yangın söndürme uçaklarının kokpitinden bakınca her şey farklı görünüyor. 'Aşağıda insanlar kaçışırken, biz tam tersine yangının kalbine doğru dalıyoruz' diye anlatıyor 15 yıllık tecrübesi olan bir pilot. 'Bazen öyle anlar oluyor ki, uçağın camlarından içeri sıcaklık giriyor. O an hissettiklerimi kelimelere dökmek zor.'
Bu işin sırrı ne mi? 'Soğukkanlılık ve ekip uyumu' diyorlar. Birbirlerine güvenmek zorundalar, çünkü en ufak bir hata büyük sonuçlar doğurabilir. 'Alevlerle dans ederken, radyodan gelen sesler bize yol gösteriyor' diye ekliyor genç bir pilot.
Eğitim Zorlu, Görev Daha da Zor
Bu pilotların eğitimi hiç de kolay değil. Yıllarca süren zorlu eğitimlerden geçiyorlar. 'İlk yangına gittiğim günü asla unutamam' diyor bir diğer pilot. 'Alevlerin gücü karşısında şaşkına dönmüştüm. Ama şimdi? Artık o alevlerle konuşabiliyorum sanki.'
Peki ya aileleri? 'Eşim her uçuşumda dua ediyor' diye itiraf ediyor biri. 'Ama bu işi yapmayı seviyorum. Çünkü bir ormanı kurtardığınızda hissettiğiniz şey paha biçilemez.'
Son olarak şunu söylüyorlar: 'Biz korkmak için değil, savaşmak için buradayız. Türkiye'nin ormanları bizim çocuklarımız gibi. Onları korumak boynumuzun borcu.'
