Gece yarısına doğru, İstanbul'un nefes kesen manzaralarıyla ünlü Sarıyer ilçesinde aniden bir kıvılcım yükseldi. Kim bilir belki de bir dikkatsizlik, belki de talihsiz bir rüzgârın oyunuydu. Alevler, adeta aç kurtlar gibi yeşilliğe sarılmaya başladı.
O saatte evlerine çekilen Sarıyerliler, pencerelerinden yükselen turuncu ışıltıyı görünce yürekleri ağızlarına geldi. "Yine mi?" diye geçirdi içlerinden bazıları, geçmişte yaşananları hatırlayarak. Ama bu sefer işler o kadar kolay olmayacaktı.
Gece Vardiyası
İtfaiye ekipleri, alarm sesleriyle birlikte karanlığı yırtarcasına yola koyuldular. Araçlarının tekerlekleri adeta yollara ateş saçıyordu. Var güçleriyle çalıştılar, ter damlaları alevlerin sıcaklığında buharlaşıyordu sanki.
Bir yandan su hortumlarıyla alevlerle boğuşurken, diğer yandan rüzgârın kaprislerine karşı strateji geliştiriyorlardı. "Bu gece uyku yok" dedi yaşlı bir itfaiyeci, alnındaki kırışıklıkları daha da belirginleştiren bir ifadeyle.
Sabahın İlk Işıkları
Şafak sökerken, duman bulutları arasından güneşin ilk ışıkları süzülmeye başladı. Ekipler nihayet nefes alabildi - yangın kontrol altına alınmıştı. Çevredeki ağaçların bazıları kömürleşmişti ama en azından yerleşim yerleri güvendeydi.
Bölge sakinleri, sabahın erken saatlerinde olanları anlamaya çalışırken, itfaiye ekipleri son kontrolleri yapıyordu. "Allah'tan rüzgâr ters yöndeydi" diye mırıldandı bir esnaf, dükkanının camını silerken.
Yangının çıkış sebebi henüz netlik kazanmadı. Yetkililer, incelemelerin sürdüğünü belirtti. Sarıyer Belediyesi, bölgede gerekli önlemlerin alınacağını duyurdu.
