Siirt'te hava sıcaktı, çok sıcaktı. Öyle ki toprak adeta nefes alıyor gibiydi. Derken... birden her şey değişti. Korkunç bir yangın başladı ve her şeyi sarıp sarmaladı.
Merkeze bağlı Doğanca köyü yakınlarında -inanması güç ama- anız yangını çıktı. Alevler öyle hızlı yayıldı ki, göz açıp kapayıncaya kadar geniş bir alana hakim oldu. Rüzgarın da etkisiyle yangın adeta dans ediyor, her yanı sarmaya çalışıyordu.
İtfaiyenin Mücadelesi ve Beklenmedik Son
Olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri var güçleriyle çalışmaya başladı. Dakikalar geçtikçe yangının kontrol altına alınacağı umudu artsa da, işler hiç de umulduğu gibi gitmedi. Yangınla mücadele eden itfaiye aracı -evet, yanlış duymadınız- alevlerin arasında kaldı!
Aracın yangına teslim olmasıyla birlikte durum daha da ciddi bir hal aldı. İtfaiye ekipleri bu kez hem doğal yangınla, hem de kendi araçlarının çıkardığı yangınla mücadele etmek zorunda kaldı. İronik değil mi? Yangını söndürmeye giden araç kendisi yanmaya başladı.
Yangının Etkileri ve Müdahale Süreci
Yangın o kadar geniş bir alana yayıldı ki, çevredeki tarlalar ve araziler duman altında kaldı. Görüş mesafesi iyice azaldı, havaya yoğun bir duman bulutu yayıldı. Çevre köylerde yaşayan vatandaşlar ise endişe içindeydi.
İtfaiye ekipleri -her ne kadar bir araçlarını kaybetmiş olsalar da- mücadeleyi bırakmadı. Saatler süren çalışmanın ardından yangın kontrol altına alınabildi. Ancak o itfaiye aracı... maalesef kullanılamaz hale geldi.
Yangının çıkış sebebine gelince -sizce de çok tanıdık değil mi?- anız yakma işlemi sırasında kontrolden çıkmış. Her yaz tekrarlanan bu olaylar, aslında ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Sonuç olarak, Siirt'te yaşanan bu yangın hem maddi kayıplara yol açtı hem de itfaiye ekiplerinin ne zor şartlar altında çalıştığını gösterdi. Doğaya ve emeğe saygı... belki de en çok ihtiyacımız olan şey bu.