
Muğla'da havalar ısındıkça orman yangını riski de artıyor—ve bu yaz yine telaşlı bir hazırlık dönemi yaşanıyor. Ama bu sefer işin içinde sıradan itfaiye ekipleri yok sadece. Sahada, beklenmedik bir destek gücü var: tıp öğrencileri.
Evet, doğru duydunuz. Stajyer doktor adayları, yangınla mücadele ekiplerinin yanında sadece sağlık hizmeti vermekle kalmıyor; bizzat yangın nöbeti de tutuyorlar. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir grup isimli genç, hem sıhhiye hem de yangın söndürme eğitimi alarak bölge halkına ve doğaya katkıda bulunuyor.
Nasıl mı? İşte detaylar…
Yangınla Mücadelede İki Kat Görev
Öğrenciler, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ile yapılan iş birliği sayesinde hem teorik hem de pratik eğitimler aldı. Yangın söndürme teknikleri, ilk müdahale, iletişim ve tabii ki tıbbi destek—hepsi, gençlerin üstlendiği sorumluluklar arasında.
“Amacımız sadece yangını söndürmek değil,” diyor bir öğrenci gülümseyerek. “Aynı zamanda insanların ve ekibin sağlığını korumak. İki rol bir arada—biraz yorucu, ama inanılmaz tatmin edici.”
“Hepimiz Bu Toprağın Evladıyız”
Peki neden böyle bir girişim? Cevap basit: aidiyet ve sorumluluk duygusu. Muğla, ormanlarıyla ünlü bir bölge—yangınlar sadece ağaçları değil, insanların geçim kaynağını, yaşam alanlarını ve doğal güzellikleri tehdit ediyor.
Öğrencilerden biri, “Burada yaşayan insanlara ve doğaya borçluyuz,” diye ekliyor. “Kitap bilgisi yetmez—bizzat sahada olmak, gerçek ihtiyaçları görmek bize çok şey kattı.”
Ve kim bilir? Belki de bu deneyim, ileride Türkiye’nin dört bir yanında karşılaşacakları acil durumlara daha hazırlıklı olmalarını sağlayacak.
Nöbet Tutmak, Ekip Olmak, Hazırlıklı Olmak
Yangın nöbeti, hafife alınacak bir iş değil. Günler süren eğitimler, tatbikatlar ve gerçek zamanlı müdahaleler… Tıp öğrencileri, itfaiye ekipleriyle birlikte nöbet tutarak olası bir yangına anında müdahale edebilecek konumda.
Üniversite yetkilileri de bu projeden oldukça memnun. “Gençlerimizin toplumsal duyarlılığı bizi gururlandırıyor,” diye belirtiyor bir dekan yardımcısı. “Hem mesleki hem de insani açıdan anlamlı bir adım.”
Sonuç olarak, bu hikâye sadece bir “haber” değil. İnsanlığın, doğanın ve dayanışmanın bir araya geldiği canlı bir örnek. Ve Muğla’daki bu genç tıp öğrencileri, hepimize ilham veriyor.
Umarız ki yangın sezonu sakin geçer—ama hazır olmak, her zaman en iyisi.