Dumanların henüz dağılmadığı, insanların nefes almakta zorlandığı o korkunç günün ardından, bölgede yeni bir kabus daha başladı. Sanki yetmemiş gibi, yangının yaralarını sarmaya çalışanlar bu kez de insanlık dışı bir vahşetle karşı karşıya kaldı.
Olay yerinden ilk gelen haberler tüyler ürperticiydi: "Yangından kaçanların evlerini yağmalıyorlar!" İnanması güç ama gerçekti. İtfaiye ekipleri canla başla mücadele ederken, bazı fırsatçılar için yangın adeta bir 'altın çağ' olmuştu.
Güvenlik Zafiyeti mi, İnsanlık Krizi mi?
Bölge sakinlerinden 45 yaşındaki Emine T., gözyaşları içinde anlatıyor: "Döndüğümüzde kapılar kırıktı, eşyalarımız yoktu. Yangından kurtardığımız birkaç parça hatıramızı da çalmışlar." İnsanın içini acıtan bu sözler, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Yetkililer ise konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
- Bölgede ek güvenlik önlemleri alındı
- 24 saat devriye atan ekipler oluşturuldu
- Şüpheli şahıslara yönelik operasyonlar başlatıldı
Psikolojik Yaralar Daha Derin
Uzmanlar, bu tür olayların travmatik etkilerinin yangından bile daha kalıcı olabileceği konusunda uyarıyor. Toplum psikoloğu Dr. Alper Kaya, "İnsanların en savunmasız anlarını fırsata çevirmek, toplumsal güveni yerle bir ediyor" diyor.
Mahalle sakinleri şimdi iki kat daha tedirgin. Hem yangın korkusu, hem de hırsızlık endişesi ile yaşamaya çalışıyorlar. Bazıları ise artık geri dönmeyeceklerini söylüyor.
Bu karanlık tabloya rağmen, bölgede dayanışma ruhu da güçleniyor. Komşular birbirlerinin evlerini kontrol ediyor, yabancı şahıslara karşı ortak nöbet tutuyorlar. Belki de bu zor günler, insanlığın en güzel yanlarını da ortaya çıkaracak.
