ABD yönetimi, Suudi Arabistan ile savunma alanındaki işbirliğini bir adım daha ileri götürdü. Washington, Riyad yönetimine toplam değeri yaklaşık 1 milyar dolar olan iki ayrı savunma sanayisi satışını onayladığını duyurdu.
İki Ayrı Paketle Dev Anlaşma
Pentagon'a bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı (DSCA) tarafından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanlığı Riyad'a yönelik iki ayrı satışa yeşil ışık yaktı. İlk paket, yaklaşık 500 milyon dolar değerinde. Bu paket kapsamında Suudi Arabistan'ın envanterinde bulunan ABD yapımı helikopterler için yedek parça ve onarım hizmetleri sağlanacak.
Söz konusu helikopter filosu, UH-60 Black Hawk, AH-64 Apache saldırı helikopterleri, CH-47F Chinook, Schweizer 333 uçakları ve Aerial Scout helikopterlerini içeriyor. Bu anlaşma, Suudi hava kuvvetlerinin operasyonel hazırlık seviyesini korumasına ve artırmasına yardımcı olacak.
500 Milyon Dolarlık Havacılık Eğitimi
İkinci onay ise yine yaklaşık 500 milyon dolar değerindeki kapsamlı bir havacılık eğitimi paketine verildi. Bu paketle Suudi personeline ileri seviye uçuş ve bakım eğitimleri verilmesi planlanıyor. Eğitim programının, ülkenin havacılık kabiliyetlerini modernize etme çabalarında kritik bir rol oynaması bekleniyor.
F-35 Gündemi ve Stratejik İlişkiler
Bu satış onayları, Suudi Arabistan'ın F-35 savaş uçakları satın alma talebinin gündemde olduğu bir döneme denk gelmesiyle dikkat çekiyor. Kısa bir süre önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı Beyaz Saray'da ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump, Riyad'a F-35 satışı yapacaklarını ve askeri işbirliğini daha ileri bir seviyeye taşıyacaklarını açıklamıştı.
Son gelişme, iki ülke arasındaki savunma bağlarının Trump yönetimi tarafından ne kadar güçlü bir şekilde desteklendiğini bir kez daha gösterdi. Analistlere göre, bu tür satışlar yalnızca ekonomik bir hareket değil, aynı zamanda bölgesel bir stratejik ortaklığın da güçlü bir göstergesi.
Her iki satış paketi de Kongre'nin resmi onay sürecinden geçecek. Ancak DSCA'nın açıklaması, yürütme organının bu anlaşmaları desteklediğinin resmi bir işareti olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Ortadoğu'daki güç dengeleri ve ABD'nin bölgeye yönelik savunma ihracat politikaları bağlamında yakından takip ediliyor.