Washington'dan beklenmedik bir açıklama geldi - hem de tam da herkesin askeri harekat beklentisi içinde olduğu bir dönemde. Donald Trump'ın ağzından çıkanlar, Venezuela krizi konusunda adeta soğuk duş etkisi yarattı.
"Venezuela'ya saldırmayı düşünmüyoruz." Bu basit ama bir o kadar da çarpıcı cümle, aslında Washington'un Caracas'a bakışındaki değişimi gözler önüne seriyor. Sanki daha önceki sert söylemler hiç yaşanmamış gibi...
Beyaz Saray'dan Diplomasi Vurgusu
Trump'ın bu açıklaması, Venezuela'daki iç savaş benzeri durumla ilgili en azından şimdilik askeri seçeneğin masada olmadığını net bir şekilde ortaya koydu. Düşünsenize, geçen haftalarda "tüm seçenekler masada" deniliyordu, şimdi ise tam tersi bir söylem.
Ortadoğu'daki müdahalelerden sonra ABD'nin yeni stratejisi mi acaba? Yoksa Venezuela'nın Rusya ve Çin'le olan yakın ilişkileri mi Washington'u tedbirli davranmaya itti? Kim bilir, belki de ikisi birden.
Krizdeki Ülkeye Yönelik Politikada Değişim
Venezuela meselesi - şu son ayların en çetrefilli uluslararası krizi - artık bambaşka bir evreye giriyor gibi görünüyor. Trump yönetimi, Juan Guaido'yu tanımaya ve Maduro'yu devirmeye yönelik diplomatik baskıyı sürdürürken, askeri güç kullanma konusunda ise oldukça temkinli davranıyor.
Aslında bu durum, Washington'un Latin Amerika politikasında ciddi bir değişimin habercisi olabilir. Zira bölgedeki diğer ülkeler de ABD'nin Venezuela'ya olası müdahalesine karşı oldukça temkinliydi.
Peki ya sonra? Askeri seçenek tamamen rafa mı kalktı? Yoksa bu sadece taktiksel bir geri adım mı? Uzmanlar, Trump'ın bu açıklamasının Venezuela'daki muhalif grupları hayal kırıklığına uğratabileceğini belirtiyor. Ne de olsa birçokları, ABD müdahalesini demokrasiye dönüş için tek çare olarak görüyordu.
Ancak şu bir gerçek ki, uluslararası arenada hiçbir şey siyah beyaz değil. Bugün söylenenler yarın değişebilir - özellikle de Trump yönetimi söz konusu olduğunda. Venezuela krizi, dünya siyasetinin ne kadar öngörülemez olduğunu bir kez daha gösterdi adeta.