ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Çin'in askeri kapasitelerini ve bölgesel stratejisini mercek altına alan kapsamlı bir rapor yayımladı. "Çin Halk Cumhuriyeti'ni İçeren Askeri ve Güvenlik Gelişmeleri 2025" başlıklı belge, doğrudan çatışma yerine güç dengesi ve caydırıcılığı güçlendirmeye odaklanan bir ABD yaklaşımını ortaya koyuyor.
Nükleer Silah Stoku ve Füze Kapasiteleri
Raporda dikkat çeken ilk veri, Çin'in nükleer savaş başlığı envanterine ilişkin. Çin'in operasyonel nükleer savaş başlığı stokunun 2024 boyunca 600'lü seviyelerde kaldığı belirtilirken, büyümenin tahminlerden yavaş olsa da 2030 yılına kadar bu sayının 1000'i aşmasının beklendiği ifade edildi.
Pentagon, Çin'in füze teknolojisindeki gelişmelere de dikkat çekti. DF-27 adlı kıtalararası balistik füzenin (ICBM), 5-8 bin kilometrelik menziliyle Çin'in en uzun menzilli gemisavar balistik füzesi olduğu aktarıldı. Paylaşılan haritada, bu menzilin Alaska ve Hawaii dahil ABD anakarasını hedef alabildiği gösterildi.
Raporda ayrıca, Pekin yönetiminin "erken uyarı karşı saldırı" kapasitesini geliştirdiği ve füzelerin bir saldırı durumunda hızla karşılık verebilecek şekilde hazır durumda olduğunun gözlemlendiği kaydedildi. Bu yeteneğin önümüzdeki 10 yıl boyunca daha da geliştirilmesinin beklendiği vurgulandı.
Tayvan ve Bölgesel Hedefler
Raporun önemli bir bölümü, Çin-Tayvan gerilimine ayrıldı. Çin'in, Devlet Başkanı Şi Cinping'in "2049'a kadar dünya standartlarında bir ordu" vizyonu doğrultusunda, Tayvan'la ilgili acil durumlar için 2027'ye kadar ara hedefler ve 2035'e kadar kapsamlı modernizasyon öngördüğü belirtildi.
Ancak raporda ilginç bir tespit de yer aldı: Çinli liderlerin, Halk Kurtuluş Ordusu'nun (PLA) Tayvan'ı işgal edip kontrol altına almaya tam olarak hazır olup olmadığından "emin olmadığı" savunuldu. ABD'nin olası bir müdahalesi karşısında PLA'nın hem Tayvan'ı ele geçirmeye hem de ABD'ye karşı koymaya hazır olup olmadığı konusunda şüpheler olduğu ifade edildi.
Askeri Yapılanma ve Bölgesel Varlık
Pentagon raporu, Çin'in askeri genişlemesinin diğer boyutlarını da analiz etti. PLA Donanmasının, gemi sayısı bakımından dünyanın en büyük filosu olmayı sürdürdüğü ve önümüzdeki 10 yılda 6 yeni uçak gemisi inşa etmeyi planladığı aktarıldı.
Güney Çin Denizi'ndeki ihtilaflı Spratly ve Paracel Adaları gibi bölgelerdeki askeri üslerin, bölgedeki diğer hak iddia eden ülkeleri caydırmak ve deniz gücü avantajı oluşturmak amacı taşıdığı vurgulandı.
Raporda ayrıca, Çin'in savunma sanayii içindeki yolsuzlukla mücadele operasyonlarına da değinildi. Son 18 ayda, devlete ait silah şirketlerinde en az 26 üst düzey yönetici hakkında soruşturma başlatıldığı veya görevden alındığı bilgisi paylaşıldı.
ABD'nin Stratejik Yaklaşımı
Pentagon raporu, ABD'nin Çin'e yönelik stratejisinin temel hatlarını da çizdi. Çin'i "boğmayı, domine etmeyi veya aşağılamayı" amaçlamadıklarını belirten yetkililer, bunun yerine Hint-Pasifik'te saldırganlığı caydıran ve barışı koruyan bir güç dengesi kurmayı hedeflediklerini açıkladı.
Çin'in askeri kapasitelerinin ABD topraklarını giderek daha savunmasız hale getirdiği kabul edilirken, dengeli bir yaklaşım izlenmesi ve güç yoluyla caydırıcılığın güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, "Hepimizin Hint-Pasifik'te makul bir barış içinde yaşamasına olanak sağlayacak bir güç dengesi kuracağız ve sürdüreceğiz" ifadesi kullanıldı.
Son olarak, ABD yönetiminin Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planları üzerinde çalıştığı, ancak Pekin yönetiminin bu konuda herhangi bir istek göstermediği not edildi.