İstanbul'un hayat damarları olan barajlar, sonbaharın ilk günlerinde adeta nefesini tutmuş durumda. 26 Eylül 2025 tarihli veriler, kentin su durumuna dair çarpıcı gerçekleri gözler önüne seriyor.
Öyle ki, toplam doluluk oranı yüzde 32.79 seviyesinde seyrederken, bu rakamlar geçen yılın aynı dönemine kıyasla ciddi bir düşüşe işaret ediyor. Hani derler ya, 'su akar Türk bakar' diye, ama bu sefer durum biraz daha ciddi görünüyor.
Baraj Bazında Detaylar: Hangi Baraj Ne Durumda?
İşte size madde madde durumun vahameti:
- Ömerli Barajı: Yüzde 36.30 dolulukla nispeten iyi durumda diyebiliriz, ama yine de içimiz rahat değil
- Pabuçdere: Yüzde 7.59 ile alarm veren seviyelerde - bu kadar düşük olması gerçekten endişe verici
- Sazlıdere: Yüzde 7.79 doluluk oranıyla Pabuçdere'den pek de farklı değil maalesef
- Büyükçekmece: Yüzde 28.94 ile orta karar diyebileceğimiz bir seviyede
- Alibey: Yüzde 30.10 - en azından yüzde 30'u geçmiş olması küçük bir teselli
Geçen seneyle kıyaslayınca durumun ciddiyeti daha da netleşiyor. 2024'ün aynı döneminde doluluk oranı yüzde 38.41 imiş. Demek ki bir yılda neredeyse yüzde 6'lık bir düşüş var. Bu, hiç de hafife alınacak bir rakam değil.
Peki Ya Melen ve Yeşilçay?
İstanbul'un kurtarıcıları olarak görülen Melen ve Yeşilçay regülatörlerinden gelen su miktarları da kritik önem taşıyor. Son verilere göre, bu kaynaklardan sağlanan su miktarı saniyede 4.483 metreküp seviyesinde.
Aslında düşününce, İstanbul gibi devasa bir metropolün su ihtiyacını karşılamak gerçekten zorlu bir mücadele. Her damla suyun kıymetini bilmemiz gereken günlerdeyiz, bu kesin.
Uzmanlar, önümüzdeki kış mevsiminin yağış durumunun kritik önem taşıdığını belirtiyor. Eğer kış yağışları beklenen seviyede olmazsa, İstanbul için zorlu bir yaz bizi bekliyor olabilir.
Sonuç olarak, rakamların dili oldukça net konuşuyor: Su tasarrufu artık bir tercih değil, zorunluluk. Her birimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Unutmayalım ki, bugün boşa akıttığımız su, yarın çok daha kıymetli hale gelebilir.
