Ekim ayının son günlerinde İstanbul'un su durumu merak konusuydu. İSKİ'nin paylaştığı veriler, barajlardaki doluluk oranının %33,62 seviyesinde olduğunu gösterdi. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık %10'luk bir düşüş söz konusu - ki bu hiç de azımsanacak bir rakam değil.
Peki bu rakamlar ne ifade ediyor? Aslında durum sandığımızdan daha karmaşık. Yağışların azalması, buharlaşmanın artması derken barajlardaki suyun neredeyse üçte ikisi boşalmış durumda. Öyle ki, İstanbul'un su ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan barajların bazılarında durum içler acısı.
Hangi Barajda Ne Kadar Su Kaldı?
Detaylara indiğimizde manzara daha da netleşiyor. Ömerli Barajı %26,84 dolulukla adeta can çekişiyor. Pabuçdarlu Barajı ise %2,89 gibi kritik seviyede - neredeyse tamamen boş denebilir. Elmalı Barajı'nda durum biraz daha iyi ama o da %35,56 ile sınıfta kalıyor.
Bazı barajlar ise nispeten daha iyi durumda. Kazandere %7,27, Istrancalar %9,23 doluluk oranlarıyla en düşük seviyelerdeki barajlar arasında yer alıyor. Bu rakamlar aslında bize çok net bir mesaj veriyor: Su tasarrufu artık lüks değil, zorunluluk.
Geçen Yıla Göre Durum Ne?
Geçtiğimiz yılın 30 Ekim'inde barajlar %43,67 doluydu. Yani bir yılda tam %10,05'lik bir kayıp yaşanmış. Bu düşüşün nedenleri arasında yağışların beklenenden az olması, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi gibi faktörler sayılabilir. Ama bence asıl mesele, su kullanım alışkanlıklarımızda yatıyor.
Kışa girerken bu durum bizi nasıl etkileyecek? Aslında cevap basit: Eğer kış yağışları beklentileri karşılamazsa, önümüzdeki yaz oldukça sıkıntılı geçebilir. Barajlardaki suyun sadece üçte birinin dolu olması, İstanbul gibi devasa bir şehir için hiç de iç açıcı bir tablo çizmiyor.
Uzmanların dediği gibi, her damla suyun kıymetini bilmemiz gereken günlerdeyiz. Muslukları gereksiz yere açık bırakmamak, su israfından kaçınmak artık sadece bir tercih değil, şehir olarak hayatta kalma mücadelemizin bir parçası.