Berlin'de siyasi tartışmaları alevlendiren bir karar daha alındı. Alman Federal Meclisi, dün gece yapılan oturumda adeta bir bomba etkisi yaratan düzenlemeye yeşil ışık yaktı. İkincil koruma statüsündeki mültecilerin ailelerini yanlarına almaları artık mümkün olmayacak - en azından şimdilik.
Oylama sırasında meclis koridorlarında gerilim hat safhadaydı. Muhalefetin sert itirazlarına rağmen, koalisyon partilerinin desteğiyle yasa 342 evet oyuyla kabul edildi. Kimi milletvekilleri "Bu insanlık dışı!" diye haykırırken, hükümet sözcüleri "Zorunlu bir önlem" açıklamasını yaptı.
Peki bu ne anlama geliyor?
Şöyle ki: Almanya'da ikincil koruma statüsüne sahip olanlar - ki bunlar genellikle savaş bölgelerinden gelen ancak bireysel zulüm tehdidi kanıtlayamayan kişiler - artık eşlerini veya çocuklarını yanlarına getiremeyecek. Yetkililer, bu kararın ülkedeki göç baskısını hafifletmek için "geçici bir nefes alma" sağlayacağını iddia ediyor.
Ancak insan hakları örgütleri zaten alarm zillerini çalmaya başladı. Berlin'deki bir STK temsilcisinin dediği gibi: "Aileleri parçalamanın neresi insani? Bu, zaten travma yaşamış insanlara ikinci bir darbe vurmaktan başka ne olabilir ki?"
İstisnalar ve detaylar
- 18 yaş altı refakatsiz küçükler bu uygulamadan muaf tutulacak
- Özel sağlık sorunları olanlar için esneklik sağlanabilecek
- Kararın geçerlilik süresi 2 yıl olarak belirlendi
Göçmenlerin yoğun yaşadığı Kreuzberg'de ise hava oldukça gergin. Bir kahvehanede konuştuğumuz Suriyeli mülteci Ahmed, "Üç yıldır eşimi getirmek için uğraşıyordum. Şimdi her şey suya düştü" diyerek içini çekti. Yan masadaki Alman emekli ise "Sonunda akıllı başlarına geldiler" yorumunu yapıverdi.
Uzmanlara göre bu hamle, Almanya'nın giderek sertleşen göç politikalarının son halkası. Geçen yıl sığınma başvurularının yüzde 43 artması hükümeti harekete geçirmiş görünüyor. Peki ya sizce? Bu bir "zorunluluk" mu yoksa "insanlık dışı" bir uygulama mı? Tartışma uzun süre devam edeceğe benzer...
