Japonya Yabancı İşçi Sayısını 820 Bine Çıkarıyor: 5 Yıllık Plan
Japonya 820 bin yabancı işçi alacak

Japonya hükümeti, ülkenin derinleşen işgücü krizine ve yaşlanan nüfusuna yönelik radikal bir adım atıyor. Resmi planlara göre, 2029 mali yılı sonuna kadar ülkede çalışan yabancı işçi sayısının 820 bine çıkarılması hedefleniyor. Bu hamle, Japonya'nın göçmen politikasında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Japonya'nın İşgücü Açığı ve Yeni Strateji

Japon yetkililer, özellikle bakım, inşaat, tarım ve gıda işleme gibi kritik sektörlerdeki ciddi personel eksikliğini gidermek için yabancı işçilere kapılarını daha fazla aralıyor. Mevcut durumda, "Teknik Stajyer" ve "Belirli Beceriler" adı verilen iki ana program kapsamında ülkede çalışan yabancıların sayısı yaklaşık 2 milyon seviyesinde. Ancak yeni plan, bu sayıya ek olarak, belirli vasıflara sahip işçilerin sayısında büyük bir artış öngörüyor.

Planın ayrıntılarına göre, 2029 mali yılı sonunda sadece "Belirli Beceriler" statüsündeki yabancı çalışanların sayısı 820 bine ulaşacak. Bu rakam, mevcut seviyenin çok üzerinde bir büyümeyi ifade ediyor. Hükümet, bu hedefe ulaşmak için ilgili programların kapsamını genişletmeyi ve işverenler için süreçleri kolaylaştırmayı planlıyor.

Teknik Stajyer Programında Köklü Değişiklikler Geliyor

Japonya'nın uzun yıllardır uyguladığı ve eleştirilerin odağındaki "Teknik Stajyer Programı" (TITP) da revizyondan geçiyor. Program, stajyerlerin kötü çalışma koşullarına maruz kalması ve insan kaçakçılığına zemin hazırlaması gibi gerekçelerle sık sık eleştiriliyordu.

Yeni düzenlemelerle, bu programın adı "Uluslararası İnsan Kaynakları Geliştirme Programı" olarak değiştirilecek. Programın temel amacı, katılımcıların becerilerini geliştirerek kendi ülkelerine döndüklerinde ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaları olacak. Ancak, en dikkat çeken değişiklik, program katılımcılarına sağlanacak yeni haklar. Buna göre, belirli şartları sağlayan stajyerler, kalıcı oturum izni başvurusu yapma hakkı elde edebilecek. Bu, Japonya'nın göç politikasındaki en katı kurallarından birinin esnetilmesi anlamına geliyor.

Değişiklikler sadece isim ve oturum izniyle sınırlı değil. Programın yönetim yapısı da güçlendirilecek. Stajyerlerin iş değiştirmesi kolaylaştırılacak ve programı denetleyen yeni bir devlet kurumu oluşturulacak. Bu kurum, stajyer gönderen kuruluşları daha sıkı denetleyerek kötü muamele ve sömürü vakalarının önüne geçmeye çalışacak.

Ekonomik Zorunluluk ve Demografik Baskı

Japonya'nın bu cesur adımının arkasında, hızla yaşlanan bir nüfus ve bunun yarattığı ekonomik baskılar yatıyor. Ülke, dünyanın en yaşlı toplumlarından biri olma özelliğini taşıyor ve doğum oranları uzun yıllardır çok düşük seviyelerde seyrediyor. Bu durum, emeklilik yaşındaki nüfusun giderek artmasına ve çalışma çağındaki nüfusun azalmasına neden oluyor.

İşgücü piyasasındaki bu daralma, özellikle fiziksel güç gerektiren ve düşük ücretli işlerde büyük bir açık oluşturmuş durumda. Japon gençleri bu tarz işlere yönelmediği için, ekonomi için hayati öneme sahip sektörler personel bulmakta zorlanıyor. Hükümetin yabancı işçi sayısını artırma planı, işte bu acil ihtiyaca yönelik bir çözüm önerisi olarak ortaya çıkıyor.

Ancak, Japonya'nın bu yeni açılımı, geleneksel olarak homojen bir toplum yapısına sahip olan ülkede sosyal ve kültürel tartışmaları da beraberinde getiriyor. Uzmanlar, yabancı işçilerin topluma entegrasyonu, dil eğitimi ve ayrımcılıkla mücadele gibi konularda da kapsamlı politikalar geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Sonuç olarak, Japonya'nın 820 bin yabancı işçi hedefi, sadece bir sayı artışı değil, aynı zamanda demografik gerçekler karşısında değişen bir ulusun ekonomik stratejisindeki köklü bir dönüşümün işareti. Önümüzdeki beş yıl, Japonya'nın hem işgücü piyasasını canlandırmak hem de çok kültürlü bir topluma geçişin ilk adımlarını atmak için kritik bir dönem olacak.