
Güneş adeta kavuruyor, toprak çatlıyor... Türkiye, hafızalardaki en kurak haziranlarından birini yaşadı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün son verileri, durumun vahametini gözler önüne seriyor: Son 65 yılın en düşük yağışlı haziran ayı geride kaldı.
İşin ilginç yanı, bu sadece bir tesadüf değil. Uzmanlar, "Artık eski normallerin geçerli olmadığını" vurguluyor. Yağışlardaki azalma yüzde 60'ı bulurken, bazı bölgelerde bu oran daha da yüksek. Özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri adeta bir fırın gibi!
Peki Neler Oluyor?
Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, aslında işaretler uzun zamandır ortadaydı. Bahar ayları bile beklenenden kurak geçmişti. Ancak haziranda işler iyice ciddiye bindi:
- Barajlardaki doluluk oranları kritik seviyelere indi
- Tarım arazilerinde verim düştü
- Orman yangınları için risk seviyesi arttı
Meteoroloji uzmanları, "Bu durumun sadece bir yılla sınırlı kalmayacağı" konusunda uyarıyor. İklim modelleri, önümüzdeki yıllarda kuraklığın daha da şiddetlenebileceğini gösteriyor.
Çiftçinin Yüreğine Su Serpmeyen Gerçekler
Tarlasında mahsul bekleyen çiftçiler için durum içler acısı. "Toprak anamız susuz kaldı" diyen 55 yaşındaki çiftçi Ahmet Bey, "40 yıldır böyle bir şey görmedim" diye ekliyor. Sulama kanalları kurumuş, kuyular yetersiz kalmış.
Peki ne yapmalı? Uzmanlar iki temel noktaya dikkat çekiyor:
- Su tasarrufu artık lüks değil, zorunluluk
- Tarımda su verimliliğini artıracak yöntemlere geçiş şart
Bu arada, kentlerde yaşayanlar da rahat değil. Belediyeler, su kesintilerini gündeme getirmeye başladı bile. "Musluğu açtığımızda suyun akması artık garanti değil" diyor apartman sakinlerinden birisi.
Durum ciddi. Ama umutsuz değiliz tabii ki. Önlemler alınır, tedbirler artırılırsa bu krizin üstesinden gelinebilir. Yeter ki geç kalmayalım...