
Dünya, son yılların en ağır insani krizlerinden birine tanıklık ediyor. Sahra altı Afrika'dan Orta Doğu'ya, Asya'nın ücra köşelerinden Latin Amerika'ya kadar uzanan bir coğrafyada milyonlarca insan, günlük ekmeğini bulmak için adeta bir ölüm kalım mücadelesi veriyor.
BM verilerine göre, şu anda 800 milyondan fazla insan kronik açlık çekiyor. Bu rakam, neredeyse Avrupa nüfusunun tamamına denk geliyor. Peki nasıl oldu da durum bu kadar vahim bir hal aldı?
Krizin Arka Planı: Sadece Kuraklık Değil
Uzmanlar, mevcut durumu tetikleyen faktörleri şöyle sıralıyor:
- İklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olayları
- Ukrayna-Rusya savaşının küresel gıda tedarik zincirini altüst etmesi
- Pandemi sonrası ekonomik dalgalanmalar
- Yükselen enflasyon ve gıda fiyatlarındaki çılgın artışlar
Özellikle Somali, Etiyopya ve Kenya'da durum hiç iç açıcı değil. Buralarda çocukların %30'undan fazlası ciddi şekilde yetersiz besleniyor. Doktorlar, "Artık kemiklerini sayabiliyoruz" diyor - ve bu abartı değil.
Yardım Kuruluşları Alarm Veriyor
Kızılhaç yetkilileri, "Bu bir insanlık dramı" diye konuşurken, UNICEF'in verileri daha da ürkütücü: Her dört saniyede bir kişi açlık nedeniyle hayatını kaybediyor. Düşünsenize, bu satırları okurken bile onlarca can yitip gitti.
Peki çözüm ne? Uzmanlar acilen şunları öneriyor:
- Uluslararası toplumun acil gıda yardımını artırması
- Tarım alanlarında sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi
- Yerel çiftçilerin desteklenmesi
- Gıda israfının önüne geçilmesi
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin son açıklaması ise durumun vahametini gözler önüne seriyor: "Ya hep birlikte harekete geçeceğiz ya da tarih bizi asla affetmeyecek."