Hava sıcak, çok sıcak. Bursa'da termometreler normalin üzerinde seyrederken, asıl sıkıntı gözlerden uzakta yaşanıyor. Kentin iki önemli su kaynağı olan Nilüfer ve Doğancı barajları adeta can çekişiyor.
Geçen yıl bu zamanlar doluluk oranları yüzde 30'ları gösteren barajlar, bu yıl tam bir hayal kırıklığı yaratıyor. Nilüfer Barajı'nda su seviyesi yüzde 7.5'a kadar gerilemiş durumda. Doğancı Barajı ise biraz daha iyi ama o da yüzde 16.5'luk doluluk oranıyla iç açıcı durumda değil.
Görüntüler Ürkütücü
Baraj çevrelerindeki manzara gerçekten içler acısı. Normalde sular altında olması gereken geniş alanlar şimdi çatlamış toprak parçalarına dönüşmüş. Balıkçı tekneleri artık karada yatıyor - suya ulaşmaları imkansız. İnsan ister istemez 'acaba geri dönüş var mı?' diye düşünmeden edemiyor.
Yetkililerin açıklamaları pek iç açıcı değil maalesef. "Önlem alınmazsa durum vahim" diyorlar. Aslında bu tür uyarıları daha önce de duyduk ama sanırım bu sefer iş ciddi.
Peki Ya Çözüm?
Uzmanlar -en azından bazıları- yağışların yetersiz olduğunu söylüyor. Haklılar da. Ama bence asıl mesele sadece yağmurun yağmaması değil. Suyu nasıl kullandığımız, israf ettiğimiz konuları da masaya yatırılmalı.
- Tarımda vahşi sulama yöntemleri hala devam ediyor
- Şehir şebekelerindeki kayıplar ciddi boyutlarda
- Bireysel tasarruf bilinci yeterince gelişmiş değil
Belediyenin acil önlem planları olduğunu söylüyorlar ama ben şahsen bu planların ne kadar etkili olacağını merak ediyorum. Su kesintileri kapıda mı? Kimse net bir şey söyleyemiyor.
İklim değişikliği artık uzak bir tehdit değil. Bursa'da yaşananlar bunun en acı kanıtı. Barajlarımız kuruyor ve biz hala 'yağmur yağacak' diye bekliyoruz. Belki de beklemekten vazgeçip harekete geçme zamanı gelmiştir.