
Doğu Karadeniz'in yemyeşil ilçesi Gümüşhane'de, tam da sonbaharın serin yüzünü göstermeye başladığı bir dönemde, inanılması güç bir manzara ile karşılaşıldı. Merkeze bağlı Arzular köyünde, bir elma ağacı, adeta vakitlerin karıştığını düşünmüş olacak ki, Eylül ayının ortasında yeniden tomurcuklanıverdi.
Köy sakinleri, ilk başta gözlerine inanamadı. Dalları bembeyaz çiçeklerle donanmış bu ağacı gördüklerinde, 'Acaba bahara mı uyandık?' diye düşünmeden edemediler. Oysa etrafta sararmış yapraklar ve sonbaharın o bildik hüznü vardı. Bu tezatlık, durumun ne denli sıra dışı olduğunu gözler önüne seriyordu.
Peki ama neden? Sebep, aslında hepimizin aşina olduğu o rahatsız edici gerçekte yatıyor olabilir: İklimdeki dengesizlikler. Bölgede yaşanan ani sıcaklık dalgalanmaları, ağacın biyolojik saatini altüst etmişe benziyor. Uzmanların dediğine göre, ağaçlar, özellikle de meyve verenler, belirli bir soğuklama süresi yaşamak ister. Bu süre tamamlanmazsa – ki son dönemdeki sıcaklar buna engel olmuş – içgüdüleri karışır ve 'Galiba bahar geldi!' yanılgısına düşebilirler.
Bu Durum Hasadı Etkiler mi?
Asıl merak edilen soru bu. Şimdiden çiçek açmış bir ağacın, gelecek senenin mahsulünden çalması işten bile değil. Enerjisini bu erken açan çiçeklere harcayan ağaç, baharda yeterli gücü kendinde bulamayabilir. Köylüler ise hem bu garip manzarayı izliyor hem de gelecek yaz için endişeleniyor.
Bu olay, sadece Gümüşhane için değil, tüm bölge hatta ülke için aslında sessiz bir alarm zili. Doğa, alışılageldik döngüsünün dışına çıkıyorsa, bunun arkasında ciddi sebepler var demektir. Belki de bu küçük elma ağacı, hepimize daha büyük bir mesaj vermeye çalışıyordur.
Gözlemler, bu tür anomalilerin giderek daha sık yaşanmaya başladığını gösteriyor. İster istemez insanın aklına takılıyor: Bu bir tesadüf mü, yoksa yeni 'normal'imiz mi olmaya başlıyor?