Gözümüzün önünde bir trajedi yaşanıyor, farkında mısınız? Karadeniz'in o meşhur, o lezzet dolu hamsisi tehlikede - hem de ciddi şekilde. Durum o kadar vahim ki, altı ülke birden harekete geçmek zorunda.
Bir düşünün: Sofralarımızdan eksik etmediğimiz, neredeyse kültürümüzün bir parçası haline gelen bu küçük balığın nesli tükenme riskiyle karşı karşıya. Ve bu sadece bizim değil, tüm Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin sorunu.
Balık Stokları Alarm Veriyor
Uzmanların anlattıkları gerçekten iç karartıcı. Denizlerimizdeki balık popülasyonları hızla azalıyor - hem de öyle böyle değil, ciddi bir düşüş bu. Aşırı avlanma, kirlilik, iklim değişikliği derken deniz ekosistemi altüst olmuş durumda.
Şimdi soruyorum size: Çocuklarımıza "hamsi nedir?" diye anlatmak zorunda kalacak mıyız? Yoksa onlar da bizim gibi bu lezzeti tadabilecek mi?
6 Ülke, 1 Gelecek
Ortak akıl için yapılan çağrılar giderek daha acil bir hal alıyor. Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan ve Rusya - hepsi bu krize bigane kalamaz. Zaten kalmamalılar da.
İşin ilginci, bu konuda aslında herkes hemfikir. Kimse "hayır, balıklar bitsin" demiyor. Ama söz konusu eyleme geçmek olunca, işte orada takılıp kalıyoruz.
- Balıkçılık kotalarının acilen gözden geçirilmesi
- Yasa dışı avlanmayla mücadele
- Deniz kirliliğinin önlenmesi
- İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması
Bunlar sadece birkaç başlık. Aslında yapılması gerekenler listesi daha da uzun - hem de çok uzun.
Zaman Daralıyor
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu konuda biraz geç kaldık bile. Her geçen gün, her geçen mevsim balık stokları biraz daha azalıyor. Ve şunu anlamalıyız: Denizler sonsuz bir kaynak değil.
Belki de en büyük sorun, "nasılsa bir şekilde hallederiz" düşüncesi. Ama hayır, bu sefer öyle olmayabilir. Bilim insanlarının uyarıları giderek daha ciddi bir ton kazanıyor.
Peki ne yapacağız? Ellerimizde kollarımızda bağlı oturacak mıyız? Yoksa harekete geçip bu değerli kaynağı kurtaracak mıyız?
Cevap aslında çok basit: İşbirliği. Evet, yalnızca işbirliği. Ülkeler arasında sınırlar olsa da, balıklar için böyle bir sınır yok. Onlar özgürce yüzüyorlar - ya da yüzebildikleri kadar.
Bu hikaye sadece hamsiyle de bitmiyor. Tüm deniz ekosistemi bir bütün - bir zincir gibi. Bir halka koparsa, gerisi de dağılıveriyor. Hamsi giderse, onunla beslenen diğer türler de gider. Sonra? Sonrası karanlık.
Şimdi harekete geçme zamanı. Daha fazla bekleyecek vaktimiz yok. Çünkü hamsi sadece bir balık değil - o, Karadeniz'in kalbi.
