Hava sıcaklıkları rekor kırarken, seller kapımızı çalarken, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele stratejisinde ciddi bir revizyon kapıda. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Eylem Planı'nı güncellemek için kolları sıvadı.
Bakanlık yetkilileri, bu konunun artık sadece çevresel bir mesele olmaktan çıktığını, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ele alınması gerektiğini vurguluyor. "Biz bu işi ciddiye alıyoruz" diyorlar adeta.
2053 Hedefi İçin Yol Haritası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2053 net sıfır emisyon hedefi - ki bu gerçekten iddialı bir taahhüt - doğrultusunda atılacak adımların tamamı bu plana yansıyacak. Sanki uzun bir yolculuğa çıkıyorsunuz ve rotanızı belirliyorsunuz; işte bu plan tam da o işlevi görecek.
Güncelleme çalışmaları kapsamında, mevcut durum analizinden başlayarak sektörel bazlı eylemler masaya yatırılıyor. Enerjiden tarıma, sanayiden ulaştırmaya kadar her alanda iklim dostu dönüşüm için yol haritası çiziliyor.
Yerel Yönetimler de Sürece Dahil
İşin ilginç yanı, bu plan sadece merkezi hükümetin değil, yerel yönetimlerin de aktif katılımını öngörüyor. Belediyelerin iklim eylem planlarını hazırlaması ve uygulaması teşvik edilecek. Yani herkes bu işin bir parçası olacak.
Bakanlık yetkililerinin ifadesiyle, "İklim değişikliğiyle mücadele artık tercih değil, zorunluluk." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor.
Uluslararası Taahhütler ve Finansman
Paris Anlaşması uyarınca verilen taahhütler doğrultusunda hazırlanacak bu plan, aynı zamanda uluslararası finansman imkanlarından da yararlanmayı kolaylaştıracak. Yeşil dönüşüm finansmanı - ki bu konu son dönemde oldukça popüler - için önemli bir araç haline gelecek.
Peki ne zaman tamamlanacak bu çalışma? Bakanlık, planın en kısa sürede tamamlanarak uygulamaya konulacağının altını çiziyor. Ancak şunu unutmamak lazım: Bu tür kapsamlı planlar hazırlamak, biraz da bulmaca çözmek gibi; tüm parçaların doğru yerine oturması gerekiyor.
İklim değişikliği artık sadece bilim insanlarının değil, hepimizin meselesi. Ve görünen o ki Türkiye, bu küresel soruna karşı hazırlıksız yakalanmak istemiyor.
