Hani yaz bitti, müsilaj da bitti derler ya... Öyle olmamış işte. Marmara'nın derinliklerinde o meş'um beyazlık hâlâ varlığını sürdürüyor. Sanki hiç gitmemiş gibi, adeta 'Ben buradayım' diye fısıldıyor.
Uzmanların yürekleri ağzına getiren açıklamaları ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın söyledikleri içler acısı: "Müsilaj bitmedi, sadece gözden kayboldu." İşte bu cümle bile aslında her şeyi anlatmaya yetiyor.
Derinlerdeki Sessiz Tehlike
Dalgıçların su altında çektiği son görüntüler ise gerçekten iç karartıcı. 30 metre derinlikte müsilaj tabakaları sanki bir hayalet gibi salınıyor. Balıkların yaşam alanlarını işgal etmiş, deniz canlılarını tehdit ediyor. Bu manzara karşısında insan 'Acaba doğa intikam mı alıyor?' diye düşünmeden edemiyor.
Peki neden hâlâ bu belayı defedemedik? Cevap aslında çok basit - iklim değişikliği ve kontrolsüz kirlilik. Sanki hiç ders almamışız gibi aynı hataları tekrarlıyoruz. Denize akan atıklar, yetersiz arıtma sistemleri... Liste uzayıp gidiyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Prof. Sarı'nın uyarıları kulaklarda çınlıyor: "Sıcaklık düştü diye rahatlamayın. Müsilajın ana nedeni olan azot ve fosfor yükü azalmadı." Yani sorun kökünden çözülmüş değil. Sadece mevsimsel olarak yüzeyden çekilmiş.
İşin en can alıcı noktası şu: Önlem alınmazsa gelecek yıl daha şiddetli bir şekilde geri dönebilir. Adeta doğanın bize son uyarısı bu. Ya ciddiye alacağız ya da bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Kıyı balıkçıları ise durumdan oldukça endişeli. "Geçen sene yaşadığımız kabusu tekrar yaşamak istemiyoruz" diyorlar. Haklılar da... Müsilaj sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda insanların geçim kaynağını da tehdit ediyor.
Peki Çözüm Ne?
Uzmanların önerileri net ve açık:
- Atık su arıtma sistemlerinin acilen iyileştirilmesi
- Denize deşarj standartlarının sıkılaştırılması
- İklim değişikliğiyle mücadele için somut adımlar
- Yerel yönetimlerin koordineli çalışması
Sonuç olarak, müsilaj meselesi bitmiş falan değil. Sadece göz önünden uzaklaşmış. Unutmayalım ki doğa asla unutmaz - yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın hesabını mutlaka sorar.
