
Tam da şafak sökerken, toprağın altından gelen bir çığlık gibiydi bu hatıra. 57. Alay'ın fedakarlığını anlatan o küçük metal parçası, yıllar sonra bile hâlâ hikayesini fısıldıyor kulaklara.
Çanakkale'nin tozlu arşivlerinde saklanan bir belgeye göre, cephenin en kritik anlarında -tam da her şeyin bitti sanıldığı anda- siperlerde bulunan bu kurşun, Mustafa Kemal Atatürk'e duyulan saygının bir nişanesi olarak kendisine takdim edilmiş. "Alayın ruhu burada yatıyor" demişti o günlerde bir gazeteci, haklı olarak.
Tarihin Tozlu Sayfalarından Çıkan Bir Sır
Aslında mesele sıradan bir mermi değil. O günlerin çelik iradesini, toprağa düşen ter damlalarını ve vatan için göz kırpmadan verilen canları temsil ediyor. Tarihçilerin dediğine göre, bu küçük metal parçası Conkbayırı'ndaki amansız mücadelenin en sıcak anlarından bir tanesine tanıklık etmiş.
- 1915 yılının o kavurucu yazında bulundu
- 57. Alay'ın son muharebelerinden birinin hatırası
- Atatürk'ün özel koleksiyonuna dahil edildi
Şimdilerde müzede sergilenen bu nesne, ziyaretçilere o günleri adeta yeniden yaşatıyor. "Bakın" diyor sanki, "biz buralarda neler çektik, nasıl direndik."
Bir Kurşun, Bin Hikaye
Uzmanların anlattığına göre, bu tür askeri hatıralar sadece metal yığınları değil. Her biri, o günlerin ruhunu taşıyan birer zaman kapsülü adeta. Özellikle de -tıpkı bu kurşun gibi- özel anlamlar yüklenmiş olanlar...
Kim bilir, belki de o gün siperde titreyen bir askerin elinden düşmüştür bu mermi. Belki de tam ateş edecekken, "Vatan sağ olsun" diye fısıldayan bir kahramana aitti. Tarih bazen böyle küçük detaylarda saklı işte.
Müze yetkilileri, ziyaretçilerin bu eser önünde dakikalarca durduğunu, derin düşüncelere daldığını anlatıyor. "Gözlerindeki o ışığı görseniz" diye ekliyor bir çalışan, "sanki o günleri yeniden yaşıyorlar."