Safevi Devleti'nin Kurucusu: Şah İsmail'in Hayatı
Şah İsmail, 17 Temmuz 1487 tarihinde İran'ın Erdebil şehrinde dünyaya geldi. Safevi Devleti'ni kuran önemli bir devlet adamı olarak tarihe geçti. Babası Sufi şeyhi Şeyh Haydar'dı ve kendisi Arap, Türk ve Kürt kökenli bir aileden geliyordu.
24 Mayıs 1524'te Tebriz'de hayatını kaybeden Şah İsmail'in mezarı doğum yeri olan Erdebil'dedir. Hayatı boyunca Osmanlı Devleti ile önemli çekişmeler yaşadı ve 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı'nda Yavuz Sultan Selim karşısında yenilgiye uğradı.
Siyasi ve Kültürel Mirası
Şah İsmail, kurduğu Safevi Devleti'ni dönemin en güçlü devletlerinden biri haline getirmeyi başardı. Devletin sınırları Irak, Afganistan, Kuveyt, Türkiye, Özbekistan, Türkmenistan, Suriye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Kuzey Kafkasya'ya kadar genişledi.
İsnâaşeriyye mezhebini resmi din olarak ilan eden Şah İsmail, böylece komşu devletlerle arasına dini ve kültürel anlamda sınırlar çizdi. Fars kültürünün yayılması için çaba gösterdi ve bürokraside Farsça'nın, devlet ve ordu işlerinde ise Azerice'nin kullanılmasını sağladı.
Edebi Kişiliği ve Eserleri
Şah İsmail, güçlü bir devlet adamı olmasının yanı sıra Hatâî mahlasıyla şiirler yazan önemli bir şairdi. Çocukluk yıllarından itibaren edebiyata ilgi duydu ve hem aruz hem de hece ölçüsü kullanarak eserler verdi.
Farsça ve Azerbaycan Türkçesi ile şiirler yazan Şah İsmail, Azeri edebiyatındaki ilk mesnevi olan Dehname'yi kaleme aldı. Onun şiirleri tekke edebiyatı şairlerine ilham kaynağı oldu.
Şah İsmail'in önemli eserleri arasında şunlar yer alıyor:
- Hatayî Divanı
- Dehname
- Nasihatname
Önemli Şiirlerinden Örnekler
Girme Yola Sen adlı şiirinde şu dizelere yer verdi:
Arif isen bir gün seni seslerler
Bülbül deyü gülistanda beslerler
Bir gün seni rehberinden isterler
Kimin izni ile girdin yola sen
Bugün Matem Günü Geldi şiiri ise Kerbela olayına duyduğu üzüntüyü yansıtıyor:
Bugün mâtem günü geldi h
Hüseyn ü vâh Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi h
Hüseyn ü vâh Hüseyin
Şah İsmail Hatâî, 15. ve 16. yüzyıllarda yaşamış çok yönlü bir kişilik olarak hem siyasi hem de edebi alanda önemli izler bıraktı. Nefesleri ve deyişleri günümüzde halen okunmakta ve seslendirilmektedir.