
Kırmızı, yeşil, beyaz ve siyah... Birleşik Arap Emirlikleri'nin göndere çektiği bu renk cümbüşü, aslında körfezin sıcak rüzgarları gibi bir tarih fısıldıyor. 1971'de dalgalanmaya başladığından beri, bu dört renk bir milletin kimliğine dönüştü adeta.
Bayrağın tasarımcısı Abdullah Mohammed Al Maainah'ın henüz 19 yaşındayken çizdiği bu eser, 1030 rakibini geride bırakmıştı. Genç bir delikanlının kaleminden çıkan bu tasarım, bugün milyonların gurur kaynağı. Peki bu renkler neden seçilmişti?
Renklerin Dili: Her Tonun Bir Hikayesi Var
- Kırmızı: Birlik ve fedakarlığın rengi. Bayrağın sol tarafındaki dikey şerit, Arap dünyasının ortak paydası gibi.
- Yeşil: Bereket ve refahın sembolü. Çölün ortasında bir vaha umudu belki de...
- Beyaz: Barış ve saflığın yansıması. Körfez'in ışıltılı kumları gibi parlak.
- Siyah: Petrol değil, güç ve dayanıklılığın rengi. Çöl gecelerinin derin karanlığından ilham almış.
İlginçtir, bu renkler Pan-Arabizm hareketinin de simgeleri aslında. 1916'daki Arap İsyanı bayrağından miras kalmış bir gelenek. BAE, bu mirası kendi modern yorumuyla yaşatıyor adeta.
Bayrak Protokolü: Dalgalanmanın İncelikleri
BAE vatandaşları bayraklarına âdeta taparcasına saygı gösteriyor. Yere değdirilmesi, suya düşürülmesi büyük ayıp sayılıyor. Resmi binalarda her sabah 08.00'de göndere çekiliyor, akşamları da güneşle birlikte indiriliyor. Bir nevi güneşle dans eden bir ritüel bu.
Bayrak günleri ve milli tatillerde ise ülke bir renk denizine dönüşüyor. Gökdelenlerden arabalara, hatta geleneksel kıyafetlere kadar her yerde bu dört renk hakim oluyor. Dubai'nin ikonik Burj Khalifa'sı bile özel günlerde bayrağın renklerine bürünüyor.
Bir detay daha: BAE bayrağı asla yarıya indirilmiyor. Ne trajedilerde, ne de yas günlerinde... Bu, ulusal gururun her koşulda dimdik ayakta durduğunun bir göstergesi belki de.