Türk halk müziğinin unutulmaz ismi Âşık Veysel Şatıroğlu, nesiller boyu dinlenen eserleri ve etkileyici hayat hikayesiyle gönüllerde taht kurmuş bir sanatçıdır. 7 yaşında gözlerini kaybetmesine rağmen müzik tutkusu sayesinde Türk kültür tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
Çiçek Hastalığının Yarattığı Karanlık Dünya
25 Ekim 1894 tarihinde Sivas'ın Şarkışla ilçesinde dünyaya gelen Veysel Şatıroğlu'nun hayatı, çocukluğunda yaşadığı trajik bir olayla tamamen değişti. Annesi Gülizar ve babası Ahmet'in oğlu olan Veysel'in iki kız kardeşi, o dönemde köyde yaygın olan çiçek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu acı olaydan kısa süre sonra, 7 yaşındaki Veysel de aynı hastalığa yakalandı. Kendisi gözlerini kaybedişini şu sözlerle anlatıyor: "Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan."
Müzikle Aydınlanan Bir Hayat
Babası, oğlunun acılarını hafifletmek ve oyalanmasını sağlamak için ona bir bağlama aldı. Bu küçük jest, Veysel'in hayatında büyük bir dönüm noktası oldu. İlk zamanlarda diğer halk ozanlarının türkülerini çalan Veysel, zamanla kendi bestelerini yapmaya başladı.
1930 yılında, Sivas Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer ile tanışması sanat hayatında yeni bir sayfa açtı. Tecer'in desteğiyle birçok ili dolaşarak konserler verdi ve köy enstitülerinde saz hocalığı yaparak genç nesillere müzik sevgisi aşıladı.
Ölümsüz Eserler ve Miras
Âşık Veysel'in en bilinen eseri olan "Uzun İnce Bir Yoldayım" türküsü, adeta hayat felsefesini yansıtıyordu. Bu eser, sadece Türkiye'de değil, dünya çapında tanınmasını sağladı.
Sanatçının diğer önemli eserleri arasında şunlar yer alıyor:
- Anlatamam derdimi
- Kara toprak
- Dostlar Beni Hatırlasın
- Güzelliğin on para etmez
- Beni hor görme
1965 yılında kendisine özel kanunla maaş bağlanan Âşık Veysel, 1970'li yıllarda birçok müzisyen tarafından eserlerinin yeniden yorumlanmasıyla yeni kuşaklar tarafından da keşfedildi.
Son Yolculuk ve Kalıcı Miras
21 Mart 1973 tarihinde, doğduğu köy olan Sivrialan'da 78 yaşında hayata veda eden Âşık Veysel, arkasında binlerce seven ve unutulmaz eserler bıraktı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1982 yılında sanatçının Sivrialan köyündeki evini müzeye dönüştürdü. Bu müzede Âşık Veysel'in kişisel eşyaları, sazları ve fotoğrafları sergileniyor.
Oğlu Bahri Şatıroğlu, babasının hayatını gün gün kaydederek önemli bir arşiv oluşturdu ve onun söz ve saz geleneğini yaşatmaya devam ediyor.
Âşık Veysel Şatıroğlu, sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda Türk kültürünün ve halk müziğinin eşsiz bir temsilcisi olarak nesiller boyu anılmaya devam edecek.